Lösemili çocukların ‘Şirin Babası’ olarak da tanınan Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) Başkanı Üstün Ezer, onlar için durmadan, yılmadan çalışıyor… Minik hastaların tedavileri sırasında bir aksama olmaması, bir an önce sağlıklarına kavuşmaları için yıllardır A’dan Z’ye her şeyi düşünen ve yepyeni projeler hayata geçiren Dr. Ezer ile bu kez hasta ve hasta yakınlarına maddi manevi büyük destek sağlayan LÖSEV Doğal Yaşam ve Sağlık Köyü’nü konuştuk…



ÇOCUKLARI KAYBEDİYORDUK

■ Doğal Yaşam ve Sağlık Köyü’nü kurmaya nasıl karar verdiniz?

Lösemili çocukların tedavileri ortalama olarak 3 yıl sürüyor. Özellikle ilk yıl çoğunlukla hastanede geçiyor ve tedavi aralarında 2-3 gün, bazen 10 gün evlerine gönderiliyorlar. Hastalığın tekrarlaması, kemik iliği nakli ile toplam tedavi süresi 4-5 yıla kadar çıkıyor. 1990’lı yıllarda lösemili çocuklarımızın hemen hepsini kaybediyorduk. Ancak bu yavrularımız lösemiden ölmüyordu. Enfeksiyondan, kanamadan, açlıktan, parasızlıktan ve umutsuzluktan yitiriliyordu. Daha da acısı tedaviye başlayıp yarıda bırakma oranı yüzde 54’tü. Tüm maddi imkanları tükenen, otele ve restoranlara para veremeyen, hastane bahçesinde aylarca aç ve soğukta banklarda, sandalyelerde yatan anne-babalar birkaç ay sonra evlerine dönüyor ve tedaviye tekrar gelmiyorlardı. Son derece acı ve hazin olan bu durumu göz ardı edemedim ve LÖSEV’i kurup, projeler geliştirdik. Bunlardan biri de LÖSEV’in Ankara şehir merkezinin hemen kenarında yer alan trafikten uzak kocaman yemyeşil bir bahçede, ağaçların çiçeklerin arasında uçuşan kelebeklerin kanat seslerinin duyulduğu ortamda bir Doğal Yaşam ve Sağlık Köyü’dür.



HER TÜRLÜ KONFOR VAR

■ Hasta ve yakınları için ne gibi imkanlar var bu köyde?

Yalnızca lösemili çocuklarla ailelerinin ücretsiz olarak yaşadıkları bu köyde, sıcak sulu, kaloriferli evlerde çamaşır makinesinden çay kaşığına kadar her şey mevcut. Dünyada bir örneği daha bulunmayan köyümüz, LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi’ne LÖSEV servis araçları ile 9 km uzaklıkta olup 6 öğün yemeğinden evler ve otelinde konaklamaya kadar tamamen parasız hizmet veriyor. Köyümüzün ev sahipleri olan ve doğal beslenen inekler, kuzular, oğlaklar, tavuklar ve horozlar ürünleriyle hasta çocuklarımızın sağlıklı beslenmelerini sağlıyoruz. Köydeki göl manzaralı otelimiz de 20 odalı ve son derece konforlu. İçinde çocuk mutfağı, oyun-hobi odaları, sinema ve spor salonları bulunuyor. 3-5 gün gibi kısa süreli tedavi veya kontrole gelen hastalarımız, aileleriyle birlikte otelimizde kalıyor ve yemekleri, ara öğünleri dahil tek kuruş ödemiyorlar. Ayrıca otelimizde bulunan 200 kişilik balo salonumuz Türkiye’nin dört bir köşesinden Ankara’ya gelen LÖSEV ailelerinin toplantılarına, çocukların sünnet düğünlerine ve lösemili gençlerimizin nikah törenlerine, düğünlerine ev sahipliği yapıyor.

■ Köyün lösemili miniklerin tedavisine ne gibi katkıları oldu?

LÖSEV’in lösemili çocuk hasta tedavisindeki yüzde 94 başarı sırlarından biri de bu köydür. Hem çocuklara hem de ailelere maddi manevi büyük destek sağlamaktadır.

Üstün Ezer, “Sonunda ‘Lösemi Canavarı’ değil ‘Kahraman Çocuklarımız’ kazanıyor. Tedavideki başarı oranlarımızı yüzde 94’ler seviyesine yükseltmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Hayırseverlere minnettarız


■ Peki  bu kadar masraf yani yemek, konaklama, elektrik, doğalgaz ve personel giderleri nasıl karşılanıyor?

Büyük bir kısmını hayırsever halkımızın bağışlarıyla karşılıyoruz. Gelirimizin bir bölümünü de köyde yaptığımız doğal gıdalardan temin ediyoruz. Doğal beslenen , tavukların yumurtalarının yanı sıra inek, keçi, kuzulardan elde ettiğimiz süt, yoğurt ve tereyağıyla, yine doğal yöntemlerle ürettiğimiz domates, salatalık, biber, kavun, elma gibi ürünlerimizden elde ettiğimiz gelirle de masraflarımızı azaltıyoruz.



■ Bu köyü Ankara dışında başka kentlere de taşımayı düşünüyor musunuz?

Temennimiz LÖSEV’in bu eşsiz projesinin İstanbul, İzmir ve Adana gibi illerde de açılması, anne-babaların lösemili ve diğer çocuklarıyla birlikte çağdaş koşullarda, kaloriferli ve sıcak suyu olan evlerde insanca yaşamalarıdır. 6 öğün yemekleri ve tüm sosyal ihtiyaçları ile ulaşımlarının da tamamen ücretsiz karşılanmasıdır.