28 ŞUBAT DAVASI’NA BİR DE BÖYLE BAKIN

“... Ben bü­tün Müslüman devletler ve dünya Müslümanların­dan bu gasıp ve destekleyicilerinin ağzının payını verme amacıyla birleşmele­rini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına; Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü ‘Kudüs Günü’ olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçir­meyi öneriyorum. Allah Teala’dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim. (Humeyni)

Kudüs Günü...

İlk kez 7 Ağustos 1979’da İran İslam Devrimi lideri Ayetullah Humeyni tarafından Ramazan ayının son cuma günü Filistin’in bağımsız olması isteğine dikkat çekmek ve bu düşün­ce taraftarlarını destekle­mek amacıyla düzenlendi...

NOT 1: Kudüs Günü her yıl Ramazan ayının son cuma günü gerçekleş­tiriliyor.


Güzergah önceden belliydi


Dönemin Tank Tabur Komutanı Yarbay Namık Kemal Çalışkan’a kulak verelim:

“... Sincan güzergahı henüz Kudüs Gecesi programı ortada yok iken, 20-25 Ocak 1997 tarihlerinde intikal için belirlendi. Bölük ve takım komutanları ile birlikte bu güzerhagın kontrol ve keşfi yapıldı. Jandarma ve emniyet ile koordine edildi. Diğer güzergah üzerinde köprü çalışması olduğu için Sincan güzergahı resmi güzergah oldu. (24 Ocak 2021/Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi)

NOT 2: 4 Şubat 1997’de, Sincan’dan tat­bikat gerekçesiyle tanklar geçti. Buna “darbe” denil­di. Oysa güzergah daha önceden belliydi.

Neden “İmam Hu­meyni’nin çağrısı din­lemedi?” başlıklı bir yazı kaleme aldım ve yukarıdaki tespitleri sizlerle paylaştım? Çünkü...

20 Ağustos 2021’den bu yana 28 Şubat soruşturmasından do­layı cezaevinde yatan emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, geçen günlerde bana mahke­meye sunacakları bir çalışma yolladı! (Toplam 14 general cezaevinde)

Özkasnak, Sincan’da 4 Şubat 1997’de yürütülen tankların perde arkasını ve olaylı Kudüs Gecesi’nin tarihinin “bilinçli” bir şekilde öne çekildiğini iddia etti.

Devam edelim...

“TSK’ya 25 yıl önce kurulan kumpas”


1997 yılında Ramazan ayının son cuma günü han­gi tarihe denk geldi?

7 Şubat... Peki Kudüs Günü ve Kudüs Gecesi etkinliği ne zaman yapıl­dı? 31 Ocak 1997’de Sincan Belediyesi tara­fından organize edildi! Normalde 7 Şubat’ta ya­pılması gereken gece öne alındı! Özkasnak dedi ki:

“... 4 Şubat 1997 tarihinde Zırhlı Birliklerin resmi planlı güzergahı olan Sincan’dan ‘tatbikat’ mak­sadıyla ‘Geri Bölge Savun­ma Planına’ göre Sincan ve Etimesgut İlçe Jandarma Komutanlıklarını da emrine alarak Akıncılar üssüne intikali 20-25 Ocak tarihin­de kesinleşmiş, provası ve koordineleri yapılmış... Bu Jandarma, Emniyet, Valilik, Kaymakamlık ve İçişleri Bakanlığı’nca bilinmektedir.

“... Bu faaliyetin 1-7 Şubat tarihlerinde Sin­can üzerinden yapılacağını bilen ‘derin’ yapıların, her yıl Sincan’da Ra­mazan ayının son cuma günü düzenlenmiş olan ‘Kudüs Gecesi’nin, 1997 yılında Ramazanın son cuma günü 7 Şubat 1997 olmasına rağmen, tatbi­katın ilk gününün 1 Şubat olmasını da düşünerek İran Büyükelçiliği işbirliği ile 31 Ocak 1997 tarihinde düzenlediği görüldü.

“... Bu suretle tank­ların sözde bu geceye ve hükümete karşı ‘balans ayarı’ olarak parlatıldığı, siyasi İslam cephesine yol verildiği ve siyasi İslam’ın faaliyetlerine hız kazandırıl­dığı anlaşılmakta. Bu du­rum ülkemizin 25 yılını siyaseten şekillendirdi. TSK’nın tasfiyesine de zemin hazırladı. Bu konunun siyasi sonuçlarının değerlendirmesi kapsamlı olmakla birlikte, yakın siyasi tarihin yeniden ya­zılmasını, siyasi ve hukuki gelişmelerinin bu kapsamda değerlendirilmesini gerekli kılmakta. Bu dava bu yüzde de açık bir kumpas.”

SONUÇ: 28 Şubat soruşturmasını bugün Fetullahçı Terör Örgütü’n­den hapiste olan Kozmik Oda Savcısı Mustafa Bilgili tarafından açıldığı biliniyor. Davanın temelini oluş­turan 5 No’lu CD’nin sahte olduğu bilirkişiler tarafından kanıtlandı. Erol Özkasnak ve avukatlarının iddiaları ciddi. Bu yüzden davaya “siyasi” değil, hukuk gözüyle bakılmalı! Sonrasında 28 Şubat’ın kime ve nasıl yaradığı konuşulmalı. Hatırlatmakta fayda var: Humeyni’nin dediği gibi Filistin davası önemlidir ve bu ülkenin her yurtseveri de işgalci İsrail’e tavır almalıdır!