Adana’da sokak hayvanları konusunda, bir “sorun” olmaya devam ediyor.

Sorun derken, şimdi hemen ne demek istediğimizi açıklayalım da hayvanseverleri haklı olarak kızdırmayalım.

Sorundan kastım, onların varlıkları konusunda değil elbette.

Sokak hayvanlarının barınmalarını, beslenmelerini, bakımlarını, hem kendilerinin güvende yaşamalarını hem de vatandaşlar açısından güvenlik riski oluşturmamalarını kast ediyorum.



Çünkü gün geçtikçe, sokak hayvanları meselesinde yukarıda saydığım bu konularda ileri gitmek yerine maalesef geriye doğru gidiyoruz.

Bana gelen şikayetlere ve benim de yaptığım gözlemlere göre ne yazık ki bu sokak hayvanları meselesinde hiç de ileri gitmiyoruz, gidemiyoruz.

Hem de hem belediyeler de hem de sivil toplum kuruluşlarında bu yöndeki çabalar ve farkındalıkların artmış olmasına rağmen.

Peki bir şehirde hem sokak hayvanlarına karşı farkındalık artıyor hem de bu meselede geriye gitme neden söz konusu oluyor.

Bence bunun birden fazla nedenleri var ama özellikle son üç-dört aydır ekonomideki olumsuz gidişten hayvanlar da nasiplerini alıyor.

Çünkü dolar ve Euro arttıkça dövize bağlı olarak mamaların fiyatları da artıyor. Hem de az buz değil.



Zaten pahalı bir ürün olan ve çoğunlukla da ithalata dayalı olan kedi-köpek mamaları yanına yaklaşılmaz derecede zamlanmış durumda.

Maddi sıkıntı içindeki belediyeler bunu karşılamakta güçlük çekiyorlar.

Özellikle Adana’da belediyelerin maddi sıkıntı içinde olmaları bu konudaki çalışmayı güçleştiriyor.

Ne yazık ki son zamanlarda sokak hayvanlarının mama ile beslenmeleri konusunda önemli bir sıkıntı baş göstermiş durumda.

İşte burada eşgüdüm devreye girmeli.

Sayıları çok artmış olan sokak hayvanlarının barınma, beslenme, aşılama vb. sorunları ne yazık ki tek bir belediyenin ya da birkaç belediyenin az sayıdaki elemanlarıyla, kısıtlı imkanlarıyla çözülecek gibi değil.

Bildiğiniz devlet desteği gerekiyor burada.

Bu yüzden Adana Valiliği hiç ayrım yapmadan büyükşehir ve tüm ilçe belediyeleri yani Seyhan, Çukurova, Yüreğir, Sarıçam belediyeleri sivil toplum kuruluşlarıyla, yardım dernekleriyle bir araya gelerek ellerindeki stok durumları nedir, hayvanlar daha ne kadar beslenebilir ve mama stoklarını nasıl artıracaklar gibi konuları konuşmalılar.

Bunun da yeterli olacağını sanmıyorum.

Bu yüzden mutlaka devreye Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığının da katılması gerek.

Buradan tüm ilgililere bir uyarı yapmak istiyorum.

Sokak hayvanlarının barınma ve özellikle de beslenme sorunu artık S.O.S. vermektedir.

Şimdiden bir önlem alınmadığı takdirde yarın bir gün sokaklarda aç kalmış köpeklerin, agresif ve rahatsız edici tavırlarıyla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır!..

Umarım, bir gün “Ben demiştim” diye yazmak zorunda kalmam!...