Türkiye İş Bankası Genel Müdürü, “Kredi fiyatı ucuzlamasına rağmen krediye erişim zorlaşıyorsa bunun kimseye bir faydası yoktur” dedi. Şık bir direnişti.

Zira o konuda hiç gereği yok endişelenmesinin... Yiğit Bulut’un attığı tweet; “Aralık’tan itibaren her alanda kredi muslukları açılabilir... Politika faizinde tek haneye doğru...” şeklindeydi...

Belli ki seçim öncesi paraya boğacaklar ülkeyi... Sonrasında çekeceğiz ceremesini...

★★★

Kötü yönettiğin belli olmasın diye ortalığa umut saçarsın, sayılarla oynarsın, hesaplama yöntemlerini değiştirir öyle yayınlarsın.

İyi güzel de günün sonunda vatandaş evine gidince, bakınca cebine, oturunca sofraya, netice itibarıyla verdiği vaatler karın doymadığına göre para koyacaklar bir yolla cebine...

★★★

Şimdi yeniden Kredi Garanti Fonu ile para basıp, pompalamaya hazırlanıyorlar. Belli ki bu sefer motoru yakmayı kafaya koymuşlar. Çabuk geçer ilk aylar sonrasında bir tatsızlık başlar.

Nitekim, “Faiz oranlarının indirilmesi ne açıdan size yarar; krediye daha ucuza erişebiliyorsanız. Eğer kredi fiyatı ucuzlamasına rağmen krediye erişim zorlaşıyorsa bunun kimseye bir faydası yoktur” diye devam etti... Nedeni neydi?

Bankalar sadece devlet tarafından onaylanmış şirketlere kredi verebiliyorlar.

★★★

O fena ama benim korkum bambaşka... Kimsenin dile getirmediği tahsili gecikmiş kredi işi... Yaz ayları itibarıyla Türk bankaları tarafından tutulan umudu kestikleri ve önemli temerrüt riski altında tuttukları kredi miktarı 50 milyar dolar civarı...

Kredilerin takibe gitmesi müşteri onayına bağlı olabilir mi? Yaptılar o da oldu! Şaka gibi değil mi? Türkiye’de şaşıracak bir şey kaldı mı sahi?

★★★

Gerçek batık rakamı kimse bilmiyor işin enteresanı... BDDK sorunlu kredileri yapılandırmak için bankalara izin verdi. Haliyle bankalar bir yıl ödemesiz dönem koyup kredileri birikmiş faiziyle birlikte yapılandırıp canlı kredi içinde gösterdi.

Bunların adı yüzdürülen kredi ama çoğu denizaltı... Hacmi ne kadar derseniz emin olun banka dahi tam olarak bilmiyordur miktarı...

★★★

Nitekim hikaye bu aslında... Bankacılık çok hassas bir konu... Diğer sektörlere benzemez... Nitekim Türkiye’de hiçbir banka devlet istemediği sürece batmaz, batamaz. O açıdan içimiz rahat...

Peki, ne olur? İşlerini yapamazlar... Batık kredilerin peşinde koşmaktan kafalarını kaldıramazlar. Reel sektöre kaynak sağlamak için kredi veremezler.

★★★

Bana şu soruya cevap versinler... Merkez Bankası ekonomiyi desteklemek için faiz indirdiğinin ertesi günü BDDK neden kredileri sıkılaştırıcı önlem alıyor?

Faizleri düşük tutabilmek giderek daha fazla ilave kısıtlama gerektiriyor ve her yeni önlem maliyet yaratıyor.

Sor bir bilene yürümez bu iş böyle... Bırak ekonomiyi dön kendi şirketine...