Önceki gün CHP’nin vizyon belgesi açıklanırken, siyasetle yakından ilgilenen bir arkadaşım aradı ve:

“CHP Türkiye’yi kurtartmak istiyor değil mi?” diye sordu.

“Evet, tüm çabalar bunun için...” dedim.

Arkadaşım “Çok kolay. Namık Kemal Zeybek beyin tavsiyesini yerine getirsinler, her şey yoluna girer” dedi.

O zaman, eski yıllarda Kültür Bakanı olarak görev yapan deneyimli siyaset adamı Namık Kemal Zeybek’in sözlerini hatırladım.

Zeybek’e bir televizyon programında:

“Türkiye bu badireden kurtulur mu? Kurtulursa nasıl kurtulur?” diye sormuşlardı. Namık Kemal Zeybek:

“Kurtuluş için çare çok basit” dedi.

“Nasıl?” diye sordular.

Zeybek ciddi bir ifadeyle kısa, fakat ilginç bir formül söyledi:

“AKP’nin yaptıklarının tam tersini yapın, Türkiye kurtulur. Bütün sıkıntıların kaynağı, yanlış politikalar izleyen bu iktidardır.”

★★★

Türkiye’de yıllardır işlerin bu kadar kötü gitmesinin sebebi iktidarın inadıdır.

Ülke ortak akılla, bilimle, bilgi birikimi ile değil, inatla yönetiliyor.

Bu inat yüzünden ülkemizde neredeyse bozuk olmayan bir şey kalmadı.

İnat, daha önce denenen ve iyi sonuç vermeyen kararların ve eylemlerin tekrar tekrar denenmesi, adımlar yanlış bile olsa ısrar edilmesi demektir.

İnatla bir yere varılamayacağını anladıkları zaman ülke çok şeyler kaybetmiş olacak.

Mesela “Faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisinin, dolar kurlarını nasıl patlattığını, enflasyonu arttırıp halkı nasıl daha da yoksul bir hale getirdiğini yaşayarak gördük. Ders aldık mı? Sanmıyorum.

Aynı “inat politikaları” devam ediyor!

★★★

Namık Kemal Zeybek’in formülü için denemeye değer diye düşünüyorum, doğrusu...

AKP’den sonra iktidara kim gelecekse ona bunu hatırlatmakta fayda var.

“AKP’nin yaptığının tam tersini yap, başarıya imzanı at!”

Kim eziyor halkımızı?


AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik’i bir TV programında izledim...

Harika bir ülke tablosu çizdi...

Halkın yoksulluğundan, insanları çaresiz, muhtaç hale getirdiklerinden bahsetmedi, “Türkiye’nin demokratik niteliklerine önem verdik, ülkeye demokrasi getirdik.. Özgürlükleri daha da geliştirdik. Biz fikir hürriyetine imza atmış bir partiyiz” dedi.

“Allah Allah... Ömer Çelik Bey’in ‘Türkiye’ye getirdik’ dediği demokrasi  nereye saklandı da biz göremiyoruz?” diye düşünmeden edemedim.

Özgürlükler geliştirildiği için mi muhalif olan gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler adliye koridorlarında çile çekiyor, bazıları tutuklanıp yaka paça içeri tıkılıyor?

Demokrasimiz geliştiği için mi, mahkemelerde “iktidar mensuplarına hakaret iddiasıyla” on binlerce dava açıldı?

Türkiye’de halkın kutuplaşmasını da normal bulan Ömer Çelik, “Kutuplaşma olmayan ülkeler diktatörlüklerdir” dedi.

Ömer Çelik’in, “Demokrasiyi, hukuku gelişirdik, adaleti sağlayıp  halkımızı ezdirmedik” sözlerine ise daha çok şaşırdım.

Onlar ezdirmiyorsa, kim ezdiriyor halkımızı?

TEBESSÜM

“Arkadaşımın rakısı!”


Akıl Hastanesi Başhekimi, bir hastanın koltuğunun altında şişe saklamaya çalıştığını görür:

“Nedir o?”

“Rakı efendim!”

“Çabuk dök onu!”

“Dökemem efendim!”

“Neden dökemezmişsin?”

“Rakının yarısı arkadaşımın da ondan...”

“O halde sana ait olan yarısını dök!”

“Dökemem, çünkü şişenin üst kısmı arkadaşımın rakısıdır!”

GÜNÜN SÖZÜ


İnsan en kolay kendini kandırır. Politikacılar da öyle!