Bodrum’un bir başka sihri var... Havasını, suyunu, doğasını, insanını sevdiğimiz Bodrum, beni bir kez daha gururlandırdı.

Yalnız bol güneş, mavi deniz, görkemli doğa, tarih, sanat, kültür, eğlence değil, SPOR da var Bodrum’da...

Bodrumspor takımı, amatör ligde başlayan futbol serüveninde büyük başarılar göstererek, önce Türkiye 3’üncü ligine, sonra 2’nci lige, bu yıl da 1’inci lige çıktı.

Bodrumspor’un en sevdiğim tarafı nedir biliyor musunuz? Takımda hiç yabancı futbolcu yok. Hepsi bizim gençlerimiz... Ben yeşil sahalarda onları seyrederken mutlu oluyorum.

Birinci ligde de iddialı olan Bodrum’lular şimdi:

“Hedefimiz süper lige çıkmak... Seneye inşallah Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor gibi Türkiye’nin devleriyle oynayacağız” diyorlar.

Bodrum’un bu hedefi için “Hayal” diyenler de var ama basın dünyamızın tanınmış yorumcularından Şansal Büyüka bunu hiç de hayali bulmuyor. Şansal kardeşimiz, Ali Şen, Fatih Terim, Can Pulak gibi ünlü isimlerin bulunduğu bir toplantıda iddialı konuşarak:

“Bodrumspor Türkiye Süper Ligi’ne mutlaka çıkacak. Bunu hepimiz göreceğiz” dedi. Sohbeti dinleyenlerden hiç kimse onun bu görüşüne itiraz etmedi.

★★★

Yalnız futbolda değil... Yüzmede de olağanüstü bir başarı kazandı Bodrum...

Bodrumlu yüzücü kızımız Aysu Türkoğlu, Manş Denizi’ni, dev dalgalarla ve sert akıntılarla boğuşarak, 16 saat 28 dakikada geçip, muhteşem bir başarı kazandı.

21 yaşındaki Aysu Türkoğlu, Manş denizini geçen en genç Türk yüzücü unvanını aldı ve dünya çapında başarı kazanan bir Bodrum’lu oldu..

★★★

Beşiktaş Medya’nın patronu Bülent Aslan, Bodrumspor’un ve yüzücü Aysu Türkoğlu’nun başarılarını, manevi değeri büyük olan “Bodrum’un En İyileri” ödülüyle taçlandırdı.

22 yıldır medya ve sanat sektöründe faaliyet gösteren Bülent Aslan ödülleri verirken, töreni izleyen davetlilerden biri genç yüzücüye:

“Aysu Hanım, biz denizde yarım saat bile zor yüzüyoruz, nefesimiz kesiliyor, yoruluyoruz. Siz nasıl 16 saat 28 dakika yüzerek koca Manş Denizi’ni geçtiniz?” diye sordu. Genç kız mütevazı bir şekilde gülümseyerek:
“Çalışınca oluyor” dedi.

Haklıdır. Sihirli kelime “çalışmak”tır. Bütün başarılar çalışmakla elde ediliyor.

Çalışan kazanır.

Şükretmek güzeldir amma...


Yoksulluğu “din”le bastırmak istiyorlar.

Diyanet “Her ne halde olursak olalım şükretmeliyiz” diyor.

Camilerde “şükür konulu hutbeler” veriliyor.

Müftülüklerde “şükür sohbetleri” yapılıyor ve bu sohbetler sosyal medyada da yayınlanıyor.

Şükretmek güzel bir şeydir tabii ki, fakat...

Neye şükredeceğiz?

■ Ülkeyi saran yolsuzluk ve rüşvet olaylarına mı?

■ Çarşı-pazarı yangın yerine çeviren enflasyon canavarına mı?

■ Elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine yapılan fahiş zamlarla hayatımızın kararmasına mı?

■ Milli Eğitim’in çökmesine mi?

■ Sağlıkta hapı yutmamıza mı?

■ Milyonlarca yurttaşımızın açlık sınırında yaşamasına mı?

Diyanet “Şükretmeyen insan tat alamaz” derken, nelere şükredeceğimizi de açıklamalı.

“İktidar müzik kutusu gibi!”


Adam, sohbet ettiği arkadaşına:

“Bu iktidar artık ‘topal ördek’ olmuş! Hem de ‘müzik kutusu’ gibiymiş!” der.

“Allah Allah... Kim diyor bunları?”

“Faik Öztrak abim söylüyor. Kendisi CHP sözcüsüdür. Diyor ki:

‘Artık bu iktidar siyaseten topal ördektir.

Seçimler yaklaşırken paraya ihtiyacı vardır.

Şimdi müzik kutusu gibi... Kim parayı verirse onun şarkısını çalmaya başlıyor.

Bu kadar çark, sağlığa zararlıdır!’

GÜNÜN SÖZÜ

Hata yapmaktan korkan bir insan hiçbir şey yapamaz!