Ekrem İmamoğlu “Konu benim için kapanmıştır!” dedi.

Hangi konu?

Yıllarca AKP iktidarının politikalarını destekleyen, özellikle Balyoz, Ergenekon gibi ‘kumpas’ davalarının medyadaki savunucuları arasında yer alan yandaş gazetecileri Karadeniz turuna davet edip, otobüste onlarla birlikte fotoğraf çektirmesi sonucu çıkan tartışmalar konusu!

(Kafilede yer alan bir-iki düzgün gazeteciyi tenzih ediyowr, eleştirilerden uzak tutuyorum.)

Yağmur gibi yağan tepki mesajlarından anladığıma göre, seçmenler için konu kapanmamış!

Hatasını hâlâ anlamamış görünen İmamoğlu tepkilere kızmakta haklı değildir.

Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunan bir siyasetçi, her türlü eleştiriye açık olmalıdır.

★★★

Sen, rüzgâr nereden eserse o tarafa yönelen, menfaatleri için virgül gibi kıvrılan, karakteri belli kişileri yanına alıp gezilerine götürürsen, seçimlerde seni desteklemiş olanlar elbette ki, bunu eleştirirler!

Üstelik iktidar yanlısı bu tiplerin arasında poz verip fotoğraf çektirirsen herkes kızar.

Seni eleştirenlere meydan okuyup, kibirli bir davranışla:

“Bu, kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil. Bu tarz girişimleri yapanları akıllı olmaya davet ediyorum!” dersen kızgınlık öfkeye dönüşür!

★★★

Evet, özür dilemek güzel bir özelliktir ama “Sadece sözlerim için özür diliyorum, onun altını çizeyim. Diğer bütün eylemlerimin arkasındayım” demek, yanlışta ısrar etmek anlamına geliyor.

Böyle yarım yamalak bir özür, durumu düzeltmez, kırılan kalpleri onarmaz!

Sen, yıllarca iktidarın politikalarını destekleyenleri bağrına basarsan, doğal olarak, sana oy verenleri kızdırırsın.

Dün bana gelen bir e-postada öfkeli okurlarımdan biri:

“İmamoğlu’nun bu tür davranışları, ona destek verenleri enayi yerine koymaktır, başka bir şey değil.” diyor. Çok sayıda böyle mesaj var.

★★★

İmamoğlu, iktidar yanlısı gazetecileri Rize gezisine davet ederken tüm bunları düşünmeli, tepkileri hesaba katmalıydı!

Yaşanan olaylardan ders alması gerekirken “Yine götürürüm. Abdülkadir Selvi’yi de davet etmeyi düşünüyorum. 300-500 kişi için geri adım atacak değilim” diye inat ederse, sanırım bu defa, onu destekleyenler:

“Akıllı ol” diye parmak sallarlar!

Sinek küçüktür ama...


Kamuoyu anketlerinde, Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun aday olduğu üç senaryoda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kaybedeceği anlaşılıyor.

Fakat... Son Rize gezisi için “Bütün eylemlerimin arkasındayım” diye inat eden İmamoğlu’nun gönüllerde puan kaybettiği görünüyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunan bir siyasetçi, attığı her adıma, yaptığı her temasa, ağzından çıkan her söze dikkat etmelidir.

Selam bile vermemesi gereken birilerini yanında gezdirip, onların ortasında fotoğraf çektirdikten sonra gelen tepkiler için:

“Bir fotoğrafla linç edilen, tabiri caizse kaptanlığını yaptığım gemiden inen bir kişi durumuna düşürülürse, insanın kalbi kanıyor, canı yanıyor.” diye yakınmaya pek hakkı olmaz!

Halkın çok sevdiği sanatçı Gökhan Özoğuz’un mesajındaki gibi:

“Sinek küçüktür ama mide bulandırır. Ben bu otobüsten inerim arkadaş!”

TEBESSÜM

İş arayan genç...


Bir tatil kasabasında iş isteyen gence patron: “Eğer sekreterime işlerinde yardım edersen sana yatacak yer, yemek ve bir de maaş olarak asgari ücret veririm.” diyor.

Genç “Kabul etmeden önce bir görmem lâzım efendim.” diye cevap veriyor. Patron “İşte, yapacağın işler burada, bak!” derken delikanlı:
“Yoo...”diyor “ İşleri değil, önce sekreterinizi göreyim!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yalan olmasaydı, politikacılar konuşacak fazla lâf bulamazlardı!