Bir kısım insanların Kılıçdaroğlu’na neden kızdıklarını anlamış değilim.

Muhalefete muhalefet ediyorlar!

Aslında şu anda “Türkiye’nin umudu” diye el üstünde tutulması gereken bir yurtseverdir Kılıçdaroğlu...

Demokrattır. Özgürlükten, hak ve hukuktan yanadır.

Verdiği sözleri tutar. Her sözü senet kadar sağlamdır.

Ağzı bozuk değildir. Sözlerini tartar da söyler.

Geçmişte hataları yok mudur?

Olabilir tabii ki... Hatasız insan olur mu? Ancak onun son dört-beş yıldır çok başarılı bir siyasal mücadele sürdürdüğünü de kabul etmemiz gerekir.

★★★

Seçime 8 ay kaldı. Çok uzun bir süre değil...

Bu seçimi kaybetmek Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olur... Ülkemizde, İran’daki gibi İslâmî bir rejim kurmayı hayal edenler var...

Kinlenmenin, kızmanın, kavganın zamanı değil...

Bütün kırgınlıkları kalbinize gömmenin zamanıdır.

Yok başörtüsüymüş, yok türbanmış, yok kılık-kıyafetmiş... Bırakın bunları, sadede gelin, asıl meseleye bakın!

★★★

Ülkemizi sarsan sorunlarımızın başında açlık ve fukaralık geliyor... Ekonomimiz baş aşağı gidiyor.

Bilim dışı, kötü yönetilen bir ekonominin düzelmesi imkânsız...

Demokratik haklar, kuvvetler ayrılığı, özgürlükler, hak-hukuk... Bunlar da büyük sorunlarımız...

Çare nedir?

Ülkemizi aydınlığa çıkartacak olan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”dir... “6’lı Masa” millete bunları vaat ediyor.

★★★

Uçurumun kenarındayız ve “6’lı Masa”dan başka tutunacak dalımız yok!

Unutmayalım, Haziran 2023 seçimi ülkemizde “Var olmak” ya da “Yok olmak” mücadelesi şeklinde geçecektir.

Türkiye’de tarikatlar, tekkeler, hacılar, hocalar, şeyhler, daha önce hiç görmediğimiz kadar arttı. Ülkemizde şeriata doğru bir yöneliş var. Bu tehlikeli yönelişi durdurmak vatanseverlik görevidir.

Üzüntüleri, hınçları, kin ve nefret duygularını yok edip, kardeşçe yaşanan bir ülke yaratmak zorundayız. Bunun için de gönül birliği, oy birliği içinde olmak gerekiyor.

Atatürk Türkiye’sinin önündeki rakip belli. Onu hep beraber aşacağız. Yeter ki, birlik ve dirlik içinde olalım.

Türk futbolunun kolunu-kanadını kırdılar!


Galatasaray’ın Teknik Direktörü Okan Buruk, fazla buruk!

Türk futbolcular hakkında söylediği sözler beni çok rahatsız etti.

Bir Türk takımında 3 Türk futbolcu oynamasını bile çok görerek “8+3’ten kim mutlu?” diye soruyor ve “Bu kuralın yanlış olduğunu hepimiz görüyoruz. Türk futboluna ne fayda sağlayacağını çok merak ediyorum.” diye ekliyor.

Türk takımlarında “3 Türk futbolcu oynatma zorunluluğu” adamın elini kolunu bağlıyor, hamle yapmakta zorlanıyormuş! Öyle söylüyor.

İnsaf et be birader! Aynı anda 8 yabancı futbolcu birden oynatabiliyorsun. Bu sana yetmiyor mu? Türkiye’de oynayan futbolcuların hepsi Afrikalı ya da Avrupalı mı olmalı? Bizim gençlerimizde iş yok mu? O kadar mı yeteneksiz bir toplumuz?

Buruk’a göre, bütün takımların ortak sorunu “3 Türk futbolcu oynatmak zorunda” olmasıymış!

Bu görüşü savunanlar utandırıyor beni... Büyük haksızlık!

Anlaşılan Buruk Bey, Galatasaray ligde iyi sonuçlar alamazsa kendini temize çıkartmak için suçu takımdaki 3 Türk futbolcuya yükleyecek!

Bu kafaların Türk futbolunu geliştirmesi mümkün değil!

Nasıl bir anlayış, nasıl bir bencilliktir bu?

Türkiye’de Türklere yer yok mu?

Afrika’dan, Avrupa’dan yüksek paralarla devşirilen futbolcularla mı Türk futbolunu kalkındıracaksınız?

Türk futbolunun kolunu kanadını kırdınız!

Son zamanlara milli takımımız neden dökülüyor sanıyorsunuz?

GÜNÜN SÖZÜ

Hatasız insan olmaz. Hiç hata yapmayan hayatta hiçbir şey yapmayandır!