Eskişehirliler, Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’den söz ederken, “Hoca” der. Eskişehirliler belediyeyi 1999 yılından bu yana tam 5 dönemdir Yılmaz Hoca’ya emanet etmiş.
O, bir belediye başkanının, mecliste çoğunlukta olmadığı dönemde bile neler yapabileceğini göstermiş.

Kitap Fuarı kapsamında “Vali Bey” ve diğer kitaplarımı imzalamak için Eskişehir’deydim. Nüfusu 1 milyona yaklaşmış kentte Anadolu Üniversitesi bölünüp yeni tabelalar asılarak üniversite sayısı üçe çıkarılmış. “Hoca” 449 köyü hiç ihmal etmiyor. Onları üretime döndürmek, hayvancılığı geliştirmek için projeler ortaya koyuyor. Köylerdeki ürünler Eskişehir’de belediye büfeleriyle halka ulaştırılıyor.

YENİ DÜZEN: ÜÇ KAT ALTI  DAİRE

Büyükerşen, Nazım İmar Planı değişikliğiyle yeni bir uygulama başlattı. Binalar en fazla üç kat olarak planlanıyor. Yeni yerleşim alanlarından Vişnelik - Sümer Mahallesinde başlatılan uygulamayla üç katlı apartmanlar, her katta iki daire, alt katta garaj olarak planlanmış. Her binanın sicili girişe asılacak. Orada sahibi ve mimarının da adı yazılı olacak. Bir başka özelliği ise apartmanlar arasında bahçe duvarı, çit ve benzeri bir şey olmaması.  Bunun örneklerini Yılmaz Hoca gösterirken, “Artık o yüksek kat dönemi kapandı” diyor.

Yılmaz Hoca ile birlikte yürüyoruz. “1999 yılından bu yana kaldırımlarda hiçbir değişiklik yapmadık” diyor. Renkli asfalt üzerine baskı, kaldırımlara ayrı bir hava veriyor. Bunu, Ankara’da Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de uyguluyor. Böylece yap-boz uygulamasıyla milyonlarca lira harcanmasının da önü alınıyor.

Saygı Öztürk-Yılmaz Büyükerşen


NEDEN DENİZ FENERİ?

Tramvay hattı 60 kilometreye çıkarılmış. Yolların darlığını dikkate alan Yılmaz Hoca, ray aralıklarını bilinen 1.43 cm’den bir metreye indirmiş.

Kent estetiği için çok şey yaparken, gerektiğinde masajlar vermeyi de unutmuyor. Örneğin Porsuk Nehri üzerinde yapay bir ada oluşturulmuş. Asma köprüyle adaya gidiliyor. Denizi olmayan Eskişehir’de Hoca binaya deniz feneri yaptırmış. Belediye, o tesise “Deniz Feneri” adını vermiş. Fener geceleri yanıyor, kurbağa sesleri arasında adaya farklı bir hava veriyor. “Neden Deniz Feneri?” diye sorduğumda, Almanya merkezli “asrın yolsuzluğu” olarak nitelendirilen Deniz Feneri yolsuzluğunun unutulmaması için böyle bir şey planladığını vurguluyor. Deniz Fenerinin işletmecileri de asma köprüyle gidilebilen adaya büyük ilgi olduğunu belirttiler.

ENGELLEME TAKTİĞİ

Yılmaz Büyükerşen’in çalışmalarını engellemek için muhalefetin değişik taktikleri vardı. Büyükşehir Belediye Meclisinde CHP’nin azınlıkta olduğu dönemde yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ankara’dan aldıkları talimat neyse onu yerine getiriyorlardı. Gerekçe bile göstermeden önerilerimiz reddediliyordu. Eskişehir’in yararına olan projelerimiz bu yolla engellenince, hangi konuda hangi belediye meclisi üyelerinin aleyhte oy kullandığını her olanağı kullanıp halka şikâyet ettik.

Mecliste çoğunluktayız. Ama meclisten geçen kararları engellemek için yeni taktik geliştirdiler. Her önerimiz için ret oyu kullanıyorlar, muhalefet şerhi veriyorlar. Ret gerekçesi bize gelmiyor. Hemen her kararımızla ilgili dava açıyorlar. Dava açılınca işler duruyor. Lehimize sonuçlanınca bu kez işi uzatmak için davayı istinafa taşıyorlar. Mahkeme uzuyor. Yıl sonuna gelindiğinde kurlar değişiyor, yeni bütçe gerekiyor ve o yılı kaybetmiş oluyoruz.”

5 YILDIR BEKLETİLİYOR

Büyükşehir Belediyesi, şehrin su ihtiyacını karşılamak için iki baraj yaptı. Ilıca Barajı’nın suyu memba suyu kalitesinde. Bu suyun arıtma tesisine getirilebilmesi için 26 kilometre su borusu kullanılacak. Bunun için belediye bütçesine ödenek koymuştu.

Bunu da engellediler. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen o su şehre bir türlü getirilemedi. Memur ve işçi maaşlarını ucu ucuna getiren belediyenin baraj için boru desteğine olumlu cevap verilmiyor. Peki ne zamana kadar engelleyeceksiniz?

OYA, HAMAM MÜZELERİ

Kentte yedi tiyatro sahnesinde oyun var. Senfoni orkestrası her cuma yerli ve yabancı yeni bir repertuarla konser veriyor. Kukla tiyatrosunda da yakında gösteriler başlıyor. Kukla gösterileri yabancı ülkelerde de yapılacak.

Nereden aklına geliyor bilemem ama Yılmaz Büyükerşen, şu günlerde oya ve hamam müzelerinin açılışı için çalışıyor. Birbirinden farklı 5 bin iğne oyası toplanmış. Bunlar müzede sergilenecek. Ancak, Büyükerşen, oya işlerinin kadınlara yaptırılıp satılmasını ve onlara gelir elde edilmesini de planlıyor. Bu açılışın sürpriz davetlileri de var. “Selvi Boylum, Al Yazmalım” filminin kahramanları Türkan Şoray ve Kadir İnanır da bulunacak.

“Hamam Müzesi” de neymiş? Altında hakiki hamam, üstünde hamam kültürüyle ilgili bir müze açılacak. Dedim ya, Yılmaz Hoca’nın ne yapacağı belli olmaz. Bilinen, yaptığı her işin büyük ilgi görmesidir. Kentte 10’dan fazla müze olduğunu da hatırlatmış olalım.

Yolunuz bu şehre mutlaka düşsün. Bir Anadolu ilinin nasıl farklı hale getirildiğine siz de tanık olursunuz.