Gazetecilik mesleğinde 40 yılı aşmış durumdayım.

Bu süre zarfında öyle çok olaylara göz tanıklığı ettim, öyle olaylara şahit oldum, öyle vakalar izledim ki bir çoğu belleğinde çok kalın hatlarla çizilidir.

Olayların anıların hepsi birbirinden önemli ve özel ama beni en çok etkileyen, uzun süre etkisinden kurtulamadığım olaylar elbette yakından tanık olduğum depremlerdir.

Yıl 1992 idi. Erzincan sarsılmış kent merkezinde adeta taş üstünde taş kalmamıştı.

Oteller öğrenci yurtları kamu binaları ve evler yıkılmıştı.

653 vatandaşımız enkaz altında kalmış, binlerce vatandaşımız yaralanmıştı.

Elektriğin, içme suyunun, kalacak yerin olmadığı, yakıt sıkıntısının üst seviyede olduğu bir kentte tam bir hafta gece-gündüz demeden çalışmış, gazeteme haber yetiştirmiştim.

Aradan yıllar geçti bu kez Adana sallandı beşik gibi.

27 Haziran 1998 cumartesi günü merkez üssü Ceyhan olan 6,8 büyüklüğündeki depremde Adana beşik gibi sallanmış ve 550 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.

O tarihlerde arama kurtarma işleri daha ilkeldi.

İmkanlar daha kısıtlıydı, yaralılar hastanelerde yer bulamayınca bahçelerde, açık alanlarda tedavi görüyordu.



Ve son olarak 6 Şubat 2023 pazartesi günü saat sabaha karşı 04,17 sıralarında merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan deprem 7,7 büyüklüğündeydi.

Adana’nın da aralarında bulunduğu 10 il yerle bir oldu adeta.

Depremden Adana’da payını aldı.

Çok katlı yaklaşık 20 bina çöktü.

Çok sayıda bina ağır hasar gördü.

Vatandaşlar havanın yağmurlu olmasına aldırış etmeden attılar kendilerini dışarı.

Müdahale yine gecikti.

Adama kurtarma ekipleri zamanında ulaşamadı göçük altında kurtarılmayı bekleyenler göz göre göre ölüme terkedildi.



Başta Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile ilçe belediye başkanları olay bölgesine hemen intikal ettiler ama ancak yerel güçlü beklenen performansı gösterebildiler çünkü imkanları yoktu.

Devletin eli ise geç değdi enkazlara.

Hele Turgut Özal Bulvarındaki bazı apartmanlara müdahale geç olunca buradan çıkan cenaze sayısı hızla arttı.

Bu arada Süleyman Demirel bulvarı başta olmak üzere o civardaki çok sayıda apartman ise ağır hasarlı olduğu için kullanılamaz hale geldi.

Yetkililer buraları hızla boşalttı ve emniyet şeridi çekerek kimsenin girmesini yasakladı.

Allahtan dileğimiz bu enkazların bir an önce kaldırılması ve deprem bölgelerinde hayatın normale dönmelidir.



Ancak burada bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Evleri yıkılan ya da ağır hasar gören vatandaşlar ne yapacak?

Kiralık evlerin astronomik rakamlara ulaştığı günümüzde bu insanlar ne yapacak?

Hadi kiralık evi buldular kirayı nasıl verecekler içine eşyayı nasıl alacaklar.

Evlerine girmelerine izin verilmeyen vatandaşlar ne yapacak?

Ne yiyip ne içecek ne giyecek ve nasıl barınacak?

Deprem bölgesinde OHAL ilan edildiğine göre bu durumların göz önüne alınmasını ve buna bir çözüm bulunmasını bekliyoruz.