Şu anda iki gündem var. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan aday olabilir mi olamaz mı,

Altılı masanın adayı kim olacak?

Bu iki gündem de kamuoyunda çok tartışılıyor.

Eğer bu ülke Demokratik Türkiye ise, Anayasa’ya göre Sayın Erdoğan aday olamıyor...

Bu kargaşada çok önemli bir konu da gözlerden kaçıyor, o da Meclis’te 400 milletvekiline sahip olabilmek. Bu çoğunluk sağlanırsa kim Cumhurbaşkanı olursa olsun, Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde kımıldayamaz. Bu çoğunluk gerektiğinde Cumhurbaşkanı için soruşturma bile açabilir.

Bu 400 milletvekili çıkarabilmenin sırrı, altılı masada özellikle CHP ve İYİ partinin aday belirlemede, kentlerin kucaklayacağı isimleri bulup listelerine almalarıdır. Bu insanlar sizlere gelip aday olalım demez. Sizler bu insanlara bizzat ulaşıp davet etmelisiniz. Yok bu ilkeleri göz ardı edip de etnik ve milliyetçilik göz önüne alınarak listeler belirlenirse, o zaman büyük hezimet olacaktır.

HDP’nin bu konuda sıkıntısı olacağını sanmıyorum.

Anayasa’ya rağmen bir takım argümanlar ve YSK kullanarak Sayın Erdoğan adaylığını açıklarsa, millet ittifakı olarak Demokratik karşı duruşla meydanlar inletilmelidir.

Değerli okurlar; Ülkede her türlü hukuksuzlukların kullanılarak neler yapıldığını görüyor ve birlikte yaşıyoruz. Hele hele, seçimlerde tek yetkili YSK’nın verdiği hukuksuz kararlar bir tür tüy dikti…

Son referandumda, seçimler devam ederken, mühürsüz milyonlarca oyun kabulüne karar verdi. İstanbul yerel seçimlerinde de seçimi Sayın İmamoğlu’nun kazanmasına rağmen, bir zarfta kullanılan dört oydan birini iptal ederek başkanlık seçimini iptal etti.

Hiçbir demokratik ülkede örneği olmayan bu kararları veren YSK başkan ve üyelerin süreleri biterek ayrıldı. Şimdi yeni başkan ve üyeler göreve başladı.

Bu yeni kadro önümüzdeki seçimler için çok önemli kararlar verecek. Bu kararlardan en önemlisi de, iki kez Cumhurbaşkanlığı görevini yapıp, Anayasa’ya rağmen üçüncü kez aday olamayacak Sayın Erdoğan’a bu izni verip vermeyeceğidir.

Bana göre bu kurul Sayın Erdoğan’a bu izni vermeyecektir. Artık herkes biliyor ki, bu iktidar kesin gidici. YSK başkan ve üyeleri de bu gidişi gördükleri için, her şeyden önce kendi geleceklerini düşüneceklerdir.

Şu anda ülkenin önde gelen bürokratları bilmeliler ki, Türkiye Cumhuriyeti Laik Demokratik sosyal hukuk devletidir. Hukuk sabırlıdır, hiç bir adaletsizliği affetmez. Yapılan haksızlıklar devlet arşivlerinde yerini alır. Yapanların yanlarına kar kalmaz ve kalmayacaktır.

Sayın Kılıçdaroğlu ‘helalleşeceğiz’ diyerek kardeşliği önceleyeceğiz demek istedi. Hukuk tanımayanlar bu helalleşme için sakın umutlanmasın. Bu ülkede hukuka aykırı kararlar verenler kim olursa olsun ancak “HUKUKLA HELALEŞECEKTİR”.

Ampul karardı, geçerliliğini de yitirdi. Şimdi LED aydınlatma var.

Türkiye’m yeni yüzyılına yepyeni bir aydınlanma ile girecektir.

Önemle duyurulur. Ayakkabılar sadece Lostra salonlarında boyanacaktır.

SON SÖZ: Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için ilkin yanmak gerekir. MEVLANA