2017’de Danimarka’da Müslüman karşıtı bir gösteriyle gündeme geldi. Amacı bu yolla tanınmaktı. Herkes onu konuşuyordu ki parti kurduğunu ilan etti.


İki yıl sonra ülkede parlamento seçimleri yapılacaktı. Yeni partilerin seçime katılmaları için en az 20 bin Danimarkalı’dan imza alınması gerekiyordu. Kurduğu parti imza kampanyasında 20 binden fazla imza toplayıp seçime katılma hakkı elde etti.


Meydanlarda oy avına çıktı.


Müslümanlar’a çatıyor, aşağılıyor hatta Kur’an-ı Kerim yakıyordu. Gittiği her yerde olay patlıyor, polisler ve yurttaşlar yaralanıyor, araçlar yakılıyor, resmen isyan çıkıyordu.


Bir tek o mutluydu!


Seçim sonuçları açıklandı, yeni partisi 63 bin oy alabildi. Vekil mekil seçilemedi...


Sonra şöyle bir durum ortaya çıktı. Seçime katılmak için topladım dediği 20 bin imzadan çoğunun uydurulduğu anlaşıldı!


Her türlü seçime katılması 2.5 yıl süreyle yasaklandı.


Meydanlarda yaptıkları, halkı isyana teşvik ettiği için, polis araçlarının yakılmasına, polislerin yaralanmasına, işyerlerinin ve evlerin zarar görmesine neden olmaktan cezalar aldı.


Ancak orası Danimarka olduğu için hapse girmedi.


Aynı zamanda çifte vatandaştı. Danimarka kapısı kapanınca İsveç’e taşıdı kötülüklerini ve kötülük partisini!


Başladı burada Müslümanlara çatmaya... İsveç partisiydi sözde ama, partinin genel başkanı doğru dürüst İsveççe bile konuşamıyordu.


Yine Kur’an-ı Kerim yaktı, kutsal kitaba türlü iğrençlikler yaptı, olay çıkardı.


Böyle böyle İsveç’te ve başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünyada konuşuldu, tanındı!


Kısa süre sonra anlaşıldı iğrençliklerin nedeni!


İsveç’te kilise seçimleri vardı... 16 yaşından büyük herkes oy kullanabiliyordu. Yani bütün bu çıkıntılığı genel seçimler öncesi kamuoyu yoklaması niteliğindeki kilise seçimleri için yapıyordu!


Kilise seçimlerine girmek üzereydi ki bombası patladı! Çocukların oynadığı video oyun forumuna katıldığı, küçük çocuklarla seks sohbetleri yaptığı ortaya çıktı. Onların çocuk olduklarını bilmiyordum dese de kilise seçimi kursağında kaldı.


Artık tek amacı vardı, 2022 İsveç genel seçimlerine katılıp milletvekili seçilmek.


Başladı Kur’an-ı Kerim yakmaya...


Sözde elinde megafon meydanlarda partisinin dünya görüşünü aktarıyordu! İzleyici kitlesi sürekli şöyleydi 150 polis, 30-40 izleyici! İzleyenlerin de çoğu onun ne kadar ahlaksız olduğunu yüzüne haykıran, zaman zaman kafasına yumurta atan İsveç’te yaşayan Müslümanlardı.


Paskalya haftasında ilginç bir şey oldu... Seçimlere az kalmış, Jönköping Meydanı diye bir yerde Kur’an-ı Kerim yakacağını duyurmuştu. Polis ordusu ve bir elin parmakları kadar meraklı oradaydı. Megafonu açıp başladı havlamaya. Meydandaki Raslatt Kilisesi’nin rahibi ne yaptı biliyor musunuz?


Pazar olmamasına rağmen kilisenin çanlarını acı acı dakikalarca çaldırdı! Onun sesini bastırdı. Polisler dahil herkes kahkahalarla güldü haline.


Seçime kadar elinden geleni ardına koymadı... Sandıklar açıldı şapka düştü kel göründü.


Koca İsveç’te ona oy veren İsveçli sayısı sadece 156’ydı!


Kim bu kutsal kitapları yakan, insanların beynine kan sıçratan şerefsiz? Anladınız siz...


Stram Kurs partisinin hem Danimarkalı hem İsveçli kurucusu, Türk Büyükelçiliği önünde Kur’an yakan Rasmus Paludan!


Bi tarafını yırtsa aldığı oy belli, 156!


Fakat taktiği, dünyanın çoğu yerindeki politikacılarla aynı... Oyları toparlayıp bir yerlere gelmek mümkünse idareyi ele almak için sonuna kadar din sömürüsü!


Din sömürüsü hep yapılıyor ama sonucu ülkeden ülkeye değişiyor...


Cambazlığı uzaktan izleyip iş memleketin geleceği olunca İsveç’teki gibi bu tiplere çıka çıka 156 oy çıkarken, bazı ülkelerin şansına sandıktan çok farklı sonuçlar çıkabiliyor.