107 yıl önce kurulan, liginde 25 yaş ortalaması ile şampiyonluğa oynayan Bodo/Glimt’in piyasa değeri 37 milyon Euro civarında. Maçlarını oynadığı Aspmyra Stadion’un kapasitesi 8500 ve 4 oyuncuları milli.
Madem bu anlamda takımları önce tartıya koyuyoruz, öyleyse bir de Beşiktaş’a bakalım: 120 yıl önce kurulan ve 27.3 yaş ortalaması ile ligimizde oynayan takımın liderle arasındaki puan farkı 11.
İki maçta daha puan kaybederse neredeyse lige havlu atacak. Piyasa değeri 129,78 milyon Euro civarında. Maçlarını oynadığı Tüpraş Stadyumu’nun kapasitesi 42.590.
Terazinin bir kefesi o kadar ağır basıyor ki, diğer tarafın kefeleri eşitlemesi için daha çok fırın ekmek yemesi lazım!
Gelin görün ki, terazideki farkı sahada tam tersi olarak görüyoruz!
Değerli okurlar, sizce de insanın aklına ister istemez “Acaba biz kandırılıyor muyuz” sorusu gelmiyor mu? Taraftarlık, takımdaşlık, fanatizm daha ne kadar gerçekleri görmemizi engelleyecek? Taraftar olmamakla birlikte, sahada bu ölçekte bir Türk takımının düştüğü durum beni derinden üzerken, skor nedeni ile bir Türk olarak yüzüm de kızarıyor.
Acaba ne zaman anlayacağız, paranın pulun bir araç olduğunu? Aslolanın plan, program, sürdürülebilen bütçe vs olduğunu... Rıza, Metin, Ali, Feyyaz gibi alt yapıdan takımın iskeletini oluşturacak, kulübüne sahip çıkacak yıldız oyuncular yetiştiremediğiniz sürece bu duruma düşmeye mahkum olacaksınız.
Maalesef kulüplerimizi yönetmek için paraya değil, projeye ihtiyaç var. Çünkü parayı ne kadar çoğaltırsanız, hırsızlığı o kadar büyütüyorsunuz.
Beşiktaş’ta yaklaşan kongrede aday olmak isteyenlerin yukarıdaki tabloyu iyi analiz edip, hedeflerini ona göre belirlemesi, 120 yıllık kulüp için belki de kırılma noktası olacak.