Sevgili okurlarım şu memleketin halini, olanları gördükçe insanın ağlayası geliyor. Biz geçmişte böyle değildik.

Bir örnek vereyim...

Bizim bir ordumuz vardı. Türk Milleti ordusuna toz kondurmazdı. Ordumuzun her konuda bir ağırlığı vardı. İçlerinde sürtüşmeler falan var mıydı, aklımıza bile getirmezdik.

Bazı konuları bilmemek her zaman daha iyidir!

Aynı ordunun içinde olanlar şimdi kamuoyuna sık sık yansıyor...

Ve işi bilenler soruyor...

Birbirleriyle kavga mı ediyorlar, bölündüler mi?

Açığa çıkan ilk önemli gösterge teğmenler olayında patlak verdi. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye kılıç çeken teğmenler Türk ordusundan ihraç edildi. Olacak şey değildi ama oldu.

Teğmenlerin ceza almasına karşı çıkan disiplin kurulu üyeleri, generaller dahil görevden alındı ve başka görevlere atandı.

Ayrıntıya girmenin anlamı yok ama önemli bir husus var. Görev süresi bitmeyen Genelkurmay Başkanı Yüksek Askeri Şura toplantısında emekli edildi.

O günden bu yana olanlar bize bir tek şeyi gösterdi:

Ordumuzun en üst kademelerinde bazı sürtüşmeler, fikir ayrılıkları ve ekipleşmeler var.

Belki milyonlarca insanımız şimdi hep aynı şeyleri düşünüyor ve söylüyor...

Bizim güvendiğimiz bir ordumuz vardı!..

Ötesi şimdilik pek bilinmiyor!

★★★

Meclis’te kurulan şu bizim meşhur “Komisyon” çalışmalarını sürdürüyor!..

Şimdi burada bir kez daha söylüyorum, bu komisyondan olsa olsa civciv çıkar kuş çıkar!..

Milleti böyle birtakım masallarla, hayal dünyalarıyla oyalamanın hiçbir anlamı yoktur.

Sayın ve muhterem komisyonumuz şimdi şehit ailelerini dinleyecekmiş.

Türkiye’de binlerce şehit ailesi var.

Bunların içinde analar babalar, kardeşler, evlatlar ve yakın akrabalar yer alıyor. Neresinden baksanız PKK teröründe mağdur edilen, yakınlarını yitiren on binlerce acılı insanımız...

Yani öyle bir şey ki, bu komisyon toplantısını 100 bin kişilik stadyumda yapsanız yine yetmez.

Şimdi soruyorum...

Komisyona çağrılan bu şehit aileleri neye göre, hangi ölçütlere göre seçildi?

Toplantıda ne diyecekler?

Kendilerine önceden hangi uyarılarda bulunulacak, kaç dakika konuşma hakları olacak?

Artık kesinlikle inanıyorum, birileri her konuda olduğu gibi bu konuda da  bizimle dalga geçiyor, alay ediyor.    

Bir kadının macerası!

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olan Özlem Çerçioğlu isimli vatandaşın yarattığı skandalı hayretle izlemeye devam ediyoruz.

O ve onun peşine takılıp CHP’den istifa eden diğerleri...

Bazıları korkutuldu.

Bazılarına şantaj yapıldı...

Ve Özlem’in peşine takılıp partilerinden topluca istifa ettiler.

Bu Özlem’i rozet takma töreninde hayretle ve dehşetle izledik.

Recep Tayyip’in önünde iki büklüm olmuştu.

“Bundan sonra sayın cumhurbaşkanımızın himayesinde çalışacağım” diyordu.

Tiyatronun uzaktan kumandalı başrol oyuncusu gibiydi...

Allah kimseyi o durumlara düşürmesin. Bundan sonra sayın cumhurbaşkanının emrinde ve hizmetinde çalışsın bakalım!

★★★

Dün akşam saatlerinde CHP’nin Aydın mitingi vardı.

Bu yazıyı o mitingin başlama saatinden epeyce önce yazdığım için gerçek tabloyu görmedim.

Ama olacakları şimdiden tahmin ediyorum.

Miting alanında toplanan, analarının ak sütü gibi helal oylarını her seçimde bu kadına vermiş olan on binlerce öfkeli insan...

Şimdi çıkmış ortaya, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan konuşuyor, ahkâm kesiyor!

Bu arada, itiraf edeyim kendime de kızıyorum. Ben hiç tanımadığım bu kadını nedendir bilmem severdim ve saygı duyardım!

Yanılmışım.

Meğer aile boyu ticari işleri, büyük şirketleri, fabrikaları falan bile varmış.

Unutmayalım, özellikle bu gibiler her türlü baskıya açıktır.

Mertlik alanından herkesten önce topuklayan bizim topuklu efe (!) Türk siyasetinde çirkin bir örnek olarak kalacaktır.