Sevgili okurlarım, memlekette acayip işler olurken milyonlarca insanımız şaşkın bir durumda “Sonuçta bu işin sonu nereye varacak” diye soruyor...
Çünkü hiç kimse bir tahminde bulunamıyor.
Biz gazeteciler bile öyle!..
Yukarıdaki soruyu birbirimize soruyoruz.
Evinde hasta yatan Devlet Bahçeli önceki gün uzun bir yazılı açıklama yaptı. Onun bu açıklaması dünkü ‘iktidar destekçisi’ gazeteler ve televizyon kanallarında yer bulmamıştı.
Demek ki özelikle büyük ortağın elindeki yayın kuruluşları bu açıklamadan pek hoşlanmamıştı.
Aslına bakarsanız Devlet Bey’in imzasını taşıyan metin pek de anlaşılır gibi değildi...
Ne demek istediğini biz gazeteciler de anlamadık!
Lastik gibi bir şey, ne tarafa çekersen oraya gider!
Demek ki hastalığı yılların siyasetçisi Devlet Bahçeli’de tahminimizden öte bir takım sıkıntılar yaratmış ve bu nedenle anlaşılması mümkün olmayan bir yazılı metni imzalamak zorunda kalmıştı.
Geçmiş olsun dileklerimi kendisine bir kez daha iletiyor ve artık düzelmesini diliyorum.
★★★
Sevgili okurlarım memlekette önemli şeyler oluyor ama az önce de söylediğim gibi işlerin nereye varacağını bilenimiz yok!
İşin ilginç yanı, bu sorunun yanıtını iktidar ortakları da bilmiyor.
Örneğin Apo olayı ne olacak, filmin sonu nasıl bitecek...
Apo eninde sonunda tahliye edilecek mi...
Edilirse yaşamını nerede sürdürecek...
Yoksa uzun pazarlıklar sonrasında yeniden bugün olduğu gibi sıfır noktasına mı dönülecek...
★★★
Her şey meçhul!
Biz bilmiyoruz ama bizi yönetenler de bilmiyor.
Recep Tayyip bilmiyor, Saray erkanı bilmiyor, hatta Apo’nun avukatlığını üstlenen DEM de bilmiyor.
Devlet Bahçeli derseniz onun da bir fikri yok.
Varsa bile bunu açıkça söylemesi mümkün olmuyor ve bence boşuna uğraş veriyor.
Bu ağır yükün, bu ağır sorumluluğun altına gereksiz bir biçimde girdi, çapını aştı ve tıkandı.
★★★
Siz bakmayın Apo’nun İmralı’dan bir süredir göndermekte olduğu ‘dostluk, kardeşlik ve barış’ mesajlarına...
Kaçın kurasıdır o!
Şimdi gönderdiği o mesajların keşke yüzde birine inansaydı, terörü keşke geçmiş yıllarda lanetleyip sonlandırsaydı Türkiye şimdi böyle mi olurdu?
Bekliyoruz bakalım, DEM heyeti şimdi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u ziyaret edip isteklerini ve görüşlerini bildirecek...
Zira İmralı’nın anahtarları onun elinde.
★★★
Tek gündem maddesi Apo’nun tahliye edilmesi.
Bu ziyaret şimdilik kaydıyla elbette ilk olacak ama sürüp gidecek ve devamı gelecek...
Yılmaz Tunç’un önünde sorular ve sorunlar çok...
Örgütün kendisini feshetmesinden tutun da silahları nasıl ve nerede teslim edeceğine ilişkin yüzlerce konu!
Üstelik belli konularda tek başına karar vermesi de söz konusu olmayacak.
Vereceği her kararı, yapacağı her açıklamayı önce Saray’a danışıp oradan onay alması gerekiyor.
★★★
Türkiye sınırları içerisinde irili ufaklı yüzlerce hapishane var.
Çocuklar, engelliler, kadınlar dahil tam sayı 403.
Ve bu hapishanelerde yaklaşık 420 bin kişi yatıyor.
Bunlar çok büyük rakamlar...
Ve bunların kapasitesi çoktan aşılmış durumda. Yersizlik en büyük sorunlardan biri.
Bazılarında koğuşlardaki yataklar yetmiyor, iki kişi bir yatakta yatmak zorunda kalıyor.
Apo bu yüz binlerce hükümlü ve tutuklu arasında sadece bir kişi.
Biz şimdi onun bundan sonraki aylarda ve yıllarda zamanını nasıl geçireceğini tartışıyoruz!
Affedilsin mi edilmesin mi!
Ne tarafından bakarsak bakalım sorun çok büyük...
Apo başımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çok ağrıtacak.
Apo’yu kurtaralım da geri kalan yüz binler ne olacak?