Camiye, okula, kışlaya siyaset sokulmamasının esas olduğunu 3 Eylül’de bu köşede hatırlatmış, “Ama günümüzde siyasetin alası camide, okulda yapılıyor” demiş, “Ne yazık ki artık kışlaya da sokuluyor” diye de eklemiştim. Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde başlayan “Atatürk’ü anmama” uygulaması, Prof. Dr. Ali Erbaş döneminde de daha etkili bir biçimde sürdürülüyor.
Askeri okullarda, askeri birliklerde de Atatürk son dönemlerde tartışma konusu oldu. 10 Kasım’da Atatürk’ün fotoğrafını yakasına takmayan hatta yere atıp çiğnediğine ilişkin iddialar olan teğmen ile birlikte, onun yaptığına tepki gösteren teğmenler askerlikten çıkarıldı. Atatürk üzerine yemin eden Harp Okulu mezunu teğmenler hakkında inceleme başlatıldığı da açıklanmıştı.
NEREDEN NEREYE?
Cemaatlerin temsilciliğini yapanlar Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında görev yapıyor. Okullarda bazı müdürler, öğretmenler cemaat, tarikat propagandasını açık bir biçimde gerçekleştiriyorlar. Sözde soruşturma açılıyor ve olay kapatılıyor.
Eski Diyanet İşleri Başkanı, İslami Düşünce Enstitüsü kurmuş. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Beştepe’de halen yurt olarak kullanılan binanın kendilerine verilmesi için şu günlerde siyasileri devreye koymuş, binanın kendilerine tahsis edilmesi için uğraşıyorlar. Vakıf mallarına bu kadar göz dikmeyin ne olur…
CEMAAT SÜRGÜNÜ MÜ?
Bando Yarbay, Milli Savunma Bakanlığı’ndaki görevine daha yeni başlamıştı. Karargahta 9 Temmuz 2024’de üzücü bir olay yaşadı. Yaşananları 3 Eylül’de şöyle duyurmuştum:
“Komutanlık önüne: 2024 Genel Atamaları ile Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Personel Genel Müdürlüğü Personel İşlem Daire Disiplin ve Moral Şube’ye Tören subayı olarak atandım. Göreve katılış yaptığım 5 Haziran 2024 tarihinden bugüne kadar görevli olduğum konu ile ilgili öğrenme ve tören konuları ile hazırlık sürecine başladım.
Ancak şubemde aynı odada çalıştığım M.E. isimli Milli Güvenlik Uzmanı statüsünde görevli personelin şubedeki diğer askeri ve sivil personelin duyacağı şekilde ‘Dini vaaz’ kapsamında söylemlerde bulunduğuna Peygamber efendimizin, ‘Sakal müminin ziynetidir’ fikriyatını aşılamaya çalıştığına şahit oldum.
Dini konu ile ilgili söylemlerde bulunmaması gerektiği uyarıma karşılık, ‘Sen fıkıh bilmiyorsun, bu yüzden cahilsin’ söyleminde bulundu. Konuyu üzerime yürüyerek uzattıktan sonra Sivil Memur D. beyin araya girmesiyle fiziki saldırısı son bulmuştur.
Takım elbisesini giyip hızlıca odayı terk etmiştir. Öğleden sonra 13.30’da ise Genel Müdür Yardımcısı S.E.’nin emir astsubayı tarafından dahiliden arandım ve odasına çağırıldım. Odasının yerini bilmediğim için Teğmen Mustafa beyin eşliğinde S.E.’nin odasına girdiğim andan itibaren Mafyatik bir oturma ve hitabet tarzı ile azarlama girişimlerine maruz kaldım. Bu konuda Menzil Tarikat ya da başka bir paralel yapı kapsamında davranılarak tarafıma karşı mobing olarak hareket edildiğini düşünmekleyim.
Konu ile gerekli disiplin incelemesinin yapılarak ismi geçen personeller hakkında gerekli idari işlemlerin yapılmasını arz ederim.”
BANDOCU YARBAYA DİN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
Bu olaydan sonra mı ne oldu? 5 Haziran’da Milli Savunma Bakanlığı’nda göreve başlayan yarbaya bir yazı gitti. Üzerinde “Münferit atama” yazıyordu. Yarbay 28 Ağustos’ta Şırnak’a “Re’sen” atandı. Yani isteği dışında bu atama gerçekleştirildi.
Sonra mı ne oldu? Bandocu yarbaya Şırnak’taki birliğinde verilen görev Din İşleri ve Moral Şube Müdürlüğü oldu. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler gazetecilere, “Biz açığız. Bir şey olduğu zaman yazmadan önce bize sorun” diyor. Ancak sorulması gereken makamlara çoğu kez ulaşılamıyor.
Milli Savunma Bakanlığı’nda yaşanan olayın arkasından yarbayın Şırnak’a gönderilmesi, hem de alanıyla hiç ilgisi olmamasına rağmen Din İşleri ve Moral Şube Müdürlüğü’ne verilmesinin altında yatan bir mesaj mı var? Yarbay, dilekçesinde açık açık isimler vermiş, soruşturulmasını istemiş. Peki soruşturma var mı? Olsa, açıklanırdı.
Bu açıklamayı yaptığı gün görevden alındı
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Lüleburgaz Şube Başkanı Mahir Çoğu, orduevine yeşil cübbeli, sarıklı bir gencin alınması üzerine durumu ilgili makamlara bildirdi. Pınarhisar’da Atatürk heykeline saldırı oldu. Bir basın açıklaması yaptı ve şu mesajları verdi:
“Son günlerde ülkemizin farklı noktalarında meydana gelen, toplumsal hassasiyetlerimizi hedef alan ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına karşı yapılan provokatif eylemler derin bir endişe yaratmaktadır. Lüleburgaz orduevinde yaşanan ve devrim kanunlarına aykırı bir şekilde sergilenen davranışlar, Pınarhisar’da Atatürk heykeline yönelik gerçekleştirilen saldırı girişimi gibi olaylar, ülkemizin birlik ve beraberliğini zedelemeye yönelik bir planın parçası olarak görülmektedir. Bu tür eylemler, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına ve Cumhuriyetimizin değerlerine yönelik açık bir saldırıdır.
TEMAD Lüleburgaz Şubesi olarak, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Atatürk’e olan saygısını ve bağlılığını koruması gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla, Atatürk’e ve Cumhuriyetimize yönelik her türlü eylemin karşısında kararlılıkla duracağımızı, bu tür girişimlerin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz. Atatürk’ün çizdiği yolda yılmadan yürüyeceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Bu açıklamayı yayımladığı gün Şube Başkanı Mahir Çoğu, Genel Merkez tarafından görevden alındı. Çoğu, alınmasının tüzüğe göre hukuksuz olduğunu, yalnız başkanlıktan değil, üyelikten de çıkarıldığını öne sürdü.
TEMAD Genel Başkanı Hamza Dülger ise görevden almanın ve üyelikten çıkarılmanın bildiriyle ilgili olmadığını, yapılacak bir toplantıyı yönetim ve üyelere duyurmamasından kaynaklandığını söyledi.