"LHS 3154"ün de içinde bulunduğu M sınıfı cüce yıldızların, diğer yıldızlara oranla en küçük ve en soğuk tür olduğu kaydedilen çalışmada, yıldızların büyük gaz ve toz bulutlarından oluştuğu, oluşum sonrasında kalan maddelerin yıldızın etrafında, gezegenleri meydana getiren bir disk oluşturduğu kaydedildi.
Bu disklerde bulunan madde miktarının, oluşan gezegenlerin ne kadar büyük olabileceğini belirlediği ve disklerdeki madde miktarının büyük ölçüde yıldızın kütlesine bağlı olduğu belirtilen araştırmada, özellikle M sınıfı cüce yıldızların yaygın olduğu Samanyolu Galaksisi'nde, gaz devi gezegenlerin nadir olduğu, küçük, kayalık gezegenlerin daha fazla bulunduğuna işaret edildi.
Araştırmada söz konusu gezegenin, evrendeki soğuk ve küçük kütleli yıldızlardan biri olan "LHS 3154"ün yörüngesindeki bir turunu 3,7 Dünya gününde tamamladığı ve küçük bir yıldızın yakın yörüngesinde bugüne kadar tespit edilen en büyük kütleli gezegen olduğu vurgulandı.
BEKLENMEDİK KEŞİF
Penn State Üniversitesi astronomi ve astrofizik profesörü, çalışmanın yazarlarından Suvrath Mahadevan, "Bu keşif, evren hakkında ne kadar az şey bildiğimizi ortaya koyuyor. Bu kadar düşük kütleli bir yıldızın etrafında bu kadar ağır bir gezegenin var olmasını beklemiyorduk" dedi.
Yıldızın etrafındaki gezegeni oluşturan diskin, bu gezegeni oluşturmaya yetecek kadar katı kütleye sahip olacağının düşünülmediğini vurgulayan Mahadevan, "Ancak gezegen (LHS 3154b) orada, bu yüzden şimdi gezegenlerin ve yıldızların nasıl oluştuğuna dair anlayışımızı yeniden incelememiz gerekiyor" ifadesini kullandı.
Araştırma ekibi; küçük, soğuk yıldızların etrafındaki yaşanabilir bölgelerde bulunan, yüzeyinde sıvı haldeki suyu, dolayısıyla yaşamı destekleyebilecek gezegenleri tespit etmek için tasarlanan HPF'yi kullanarak "LHS 3154b"yi inceledi.
Yapılan modelleme ve analiz sonucunda, gezegenin ağır bir çekirdeğe sahip olduğu ve bu çekirdeğin, gezegeni oluşturan diskte, yıldızın çevresinde mümkün olandan daha fazla katı madde bulunmasını gerektireceği tespit edildi.
Araştırmacılar, diskteki toz miktarının, düşük kütleli yıldızların etrafındaki disklerde bulunandan en az 10 kat daha fazla olması gerektiğini düşünüyor.
Çalışmanın ortak yazarı, astronomi yüksek lisans öğrencisi Megan Delamer, yaptığı açıklamada, "Gezegen oluşumuna ilişkin mevcut teorilerimizle, gördüklerimizi açıklamak oldukça zor. HPF ve diğer cihazlarla yapılan araştırmalara dayanarak keşfettiğimiz gökcisminin muhtemelen son derece nadir olduğunu söyleyebiliriz" dedi. Araştırma, Science dergisinde yayımlandı. (AA)