Herhalde farkındasınız. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı hizmeti küçümseyecek bir şey yazmıyorum. Çünkü onun hem konusuna hakim olduğuna hem de “vatani görevi” yerine getirme gibi bir saik ile bu görevi üstlendiğine inanıyorum. Kendisi aynı mevkide daha önce de bulunmuştu. Hatta Suriye bataklığına saplanmamızın sorumlularından Ahmet Davutoğlu Hoca’nın 2005’te kurduğu hükümette üstelik “Başbakan Yardımcısı” ünvanı bile vardı. Gelelim eleştiriye. Bakan Şimşek gerek önceki bakanlık döneminde gerekse günümüzde, ekonomimizin durumunu anlatırken kullandığı döviz kurunu “kalibre” etmiyor. Döviz kurunu bu şekilde kullanmak, lastik metreyle uzunluk ölçmekten beter bir hata kaynağıdır. Hemen her disiplinde; tıptan, uzay fiziğine; mühendislikten iktisada kadar “ölçme” son derece zor bir iştir. Hele hele bu ölçümleri zaman veya mekan boyutlarında benzerleriyle kıyaslamak, değme istatistikçiye kök söktürür. Bu teorik ve çetrefilli konuya girmenim sebebi, Mehmet Şimşek’in “Türkiye bu yıl zengin ülkeler arasına girecek” şeklinde konuşmasıdır. Yani düne kadar “Orta gelirli” ülkeler kümesinde yer alan Türkiye, enflasyon mücadele etmek için büyümeden fedakarlık etmek zorunda olduğu bir yılda, zengin ülkeler ligine geçecekmiş. Böyle bir şeyin olması fizik olarak imkansızdır. Fizik olarak imkansız bir hasıla (GSYH) sıçraması, hesaben olacak diye anlatmak bilimsellikle bağdaşmaz.
DİKKAT ET, SENİ SAYILARLA ALDATMASINLAR!
Devletler, ülkelerinin milli gelirlerini (GSYH) kendi para birimiyle ölçer. Mesela Japon devleti Japonya’nın milli gelirini Yen’le, ABD dolarla, Çin Yuan’la, Türkiye de TL ile ölçüp ilan eder. Elma ile armut kıyaslanamaz. Kıyasın “elma-elma” (apple to apple) olması için gerek cari yıl gerekse geçmiş yıllar için bu ölçümlerin “tek para birimine” dönüştürülmesi şarttır. Bu birim de dünyanın bir numaralı rezerv parası olan ABD Doları’dır. Ama hangi ABD doları? Esas olarak, biri cari “kambiyo kuru” diğeri SGP (Satın alma Gücü Paritesi) olmak üzere iki farklı kur vardır. Bir de Dünya Bankası’nın Sabit Dolar (Constant Dollar) dediği bir dönüştürme kuru daha vardır (en doğrusu da budur). AKP 2003’te iktidara geldikten sonra, küresel konjonktür sayesinde TL değerlendi. Yani döviz fiyatlarının (Yarım Euro+Yarım Dolar) artış oranı TÜFE’nin gerisinde kaldı. Bu gidişat, Rahip Brunson ve nas depremi dönemleri hariç değişmedi. Hal böyle olunca TL ile ölçülen milli gelirimiz, dolara dönüştürülünce daha yüksek oranda büyümüşüz gibi çıktı. Bu bir illüzyondu. Bu yıl da aynı şey yaşanıyor. Bakan Şimşek bu illüzyonu bilmesine rağmen (politikacılığı ağır bastığı için olsa gerek) tutuyor, “Bu yıl zenginler ligine geçeceğiz” diye konuşabiliyor. Olmadı.
JAPONYA DOLARLA FAKİRLEŞTİ
Ulusal para birimiyle hesaplanan GSYH büyüklüklerini, cari kurdan dolara dönüştürerek Japonya’yı kendi geçmişiyle veya aynı yıl başka bir ülkeyle kıyaslamanın ne kadar yanıltıcı sonuçlar vereceğini, geçmiş yılların yen/dolar kambiyo paritelerini kullanarak anlatacağım. Bir ABD doları 29 Haziran 2012’de 80 Yen, 11 Eylül 2020’de 106 Yen, 15 Temmuz 2024’te 158 Yen’den işlem görmüş. Anlamayı kolaylaştırmak için Japonya’nın GSYH’sinin 2012’den bugüne kadar ulusal para birimi Yen cinsinden sabit kaldığını varsayalım. Buna da 100 diyelim. Dolara döndürülünce bu 100 endeksi, Eylül 2012’de 94’e, 2024’ün Temmuz ayında da 63’e düşüyor. Mehmet Şimşek yöntemine göre Japonya’nın GSYH’si 2012’den sonraki 8 yılda %6, son iki yıl içinde de %31 toplamda da %37 düşmüş. Ama bu düşme, gerçek değil. Sadece yanlış ölçme. Japon GSYH’de böyle bir reel gerileme yok. Aynı şekilde Türkiye’nin bu yıl zenginler kümesine geçeceği de doğru değil. Böyle bir reel GSYH artışımız olmayacak.
SON SÖZ: Yanlış hesap kurdan döner.