İsviçre’de tuvalet ziyaretlerinizi planlamalısınız! Çünkü, saat 22:00’den sonra sifon çekmeyi yasaklayan yasa var bu ülkede.
Londra’da parlamento binasında ölmek yasa dışı! Burada ölen için devlet töreni yapılmak zorunda çünkü.
Finlandiya yasalarına göre trafik cezaları kişinin gelir durumuna göre kesiliyor!
Samoa’da erkeğin eşinin doğum gününü unutması ayıplanmıyor sadece, yasa dışı hem de.
Kanada’da radyolarda çalınan her beş şarkıdan birinin Kanadalı sanatçıya ait olması şart.
Florida’da perşembe günleri saat 18:00’den sonra halka açık yerlerde yellenmek yasa dışı.
İsveç’te mesela mekanlarda, halka açık yerlerde, karnavallarda dans etmek yasak! Kamu Düzeni Yasası’na göre illa dans edilecekse etkinlikten önceden izin alınıyor. Yasa 1956 yılından beri yürürlükte. Mekanında dans ettirene de edene de para, hatta hapis cezası var!
Nihayet İsveç hükümeti bu yasakla ilgili bir adım attı geçen gün. Adalet bakanı Gunnar Strömmer şöyle dedi: Dans yasağını kaldırmanın, özgürlük reformunun vakti geldi!
İsveç’te adalet bakanının reform müjdesi verdiği gün, başkent Stockholm’de belediye binasının önünde Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın maketi ile ‘çukur’ bir gösteri yaptı kapağı İsveç’e atan bir avuç PKK provokatörü.
En alçakça bulduğum şeydir bir ülkenin bayrağının eylemde yakılması! İkincisi de işte İsveç’teki gibi bu tür geri zekalılıklar...
İşin ilginci dans edememekten 67 yıldır bunalıma girmiş İsveçliler’in bu eylemi saatler sonra bizim sosyal medyamızda dolaşıma giren videodan öğrenmesi!
İsveç’in içişleri bakanı Tobias Billström, videoları izleyip bakanlığından bilgi soran Türk medyasından öğrenmiş olayı! Öğrendikten sonra da soruşturup nedeeen sonra açıklama yaptı. İğrenç falan dedi.
Olay başka bir ülkenin yurttaşlarına, cumhurbaşkanına yönelik hakaret olarak değil, “Eyvah NATO üyeliği tehlikeye girdi” boyutunda tartışılmaya başlandı İsveç’te.
Fena halde kendine demokrattı İsveçliler!
Bizde peki?
Anlatması karışık bir durumdur...
Misal, 21 Nisan 2019... Ankara’nın Çubuk İlçesi’nde PKK tarafından şehit edilen Mehmetçiklerimiz’den Yener Kırıkçı’nın cenazesinde yaşananlar! Adeta geliyorum denilen iğrenç linç girişimi. Hatta ne girişimi, basbayağı öldürmeye tam teşebbüs.
CHP’nin genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da, devlet aynı meydandayken yumruklanması... Güç bela sığındığı evin taşlanması, yakılmak istenmesi... Oradaki gözü dönmüş güruhun dağıtılması yerine Kılıçdaroğlu’nun zırhlı araçla kaçırılma sakilliği!
Memleketin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu tıkır tıkır işleyen çukur provokasyondan tam 24 saat sonra lütfen bir açıklama yapması, “Ne yazık ki dün Çubuk’ta bir şehidimizin cenaze töreninde istenmeyen bir olay meydana gelmiş, Kılıçdaroğlu’na yönelik protestolar şiddet eylemine dönüşmüştür. Şiddeti asla tasvip edememeyiz” falan demesi. Üstelik bunları Twitter hesabından demesi.
Yani hep yapıldığı gibi yapılıp, kendimize Müslümanlık yapılması!
Şimdi denilebilir ki, ama CHP olayın üzerinden 24 saat geçmeden İsveç olayını kınadı sosyal medya hesabından; “İsveç’te hain terör örgütüne mensup kişilerin Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı’na yönelik provokasyon girişimini şiddetle kınıyoruz. İsveç makamlarını sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz” dedi.
Yeter mi, yetmeli mi... Bu memleketin kurucu partisinin elinden gelen, linç olayındaki gibi Twitter’den bir mesaj atmak mı?
***
Twitterden mesaj sallamaya benzemez, ciddi iştir devlet yönetmek.
Ülkende linç edilmek isteyenin yanında yer almaz, hukuku guguk yapar, yumruk atanın kahraman gibi karşılanmasına eyvallah der, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine sahip çıkmaz, kendine Müslüman olursan gün gelir başkaları da kendine demokrat olur!
Höt zöt etsen de yapanın yaptığı yanına kar kalır.