25 Mart 2022; Hollandalı bilim insanları ilk kez insan kanında küçük plastik parçacıkları buldu. Yapılan testlere katılan 22 kişiden 17’sinin kanında mikroplastik tespit edildi ve araştırmacılar bunun endişe verici olduğunu söylediler. Bu küçük plastik parçacıklarının bir kısmı “plastik şişe” kaynaklı, üçte biri ise “gıda ambalajı” olarak kullanılan maddelerden gelmekteydi. 12 Nisan 2022; İngiltere’de yapılan bir araştırmada yaşayan insanlardan alınan akciğer dokularında küçük plastik parçacıkları tespit edildi. Bilim insanları bu mikroplastiklerin akciğerde kanser dahil çeşitli hastalıklara yol açabildiğini, bazı akciğer kanseri vakalarında mikroplastiklerin görüldüğünü belirtiyor.
Plastik atıkların yasadışı depolanması toprağa atılması ve yakılması sonucu ortaya kanserojen maddeler çıkıyor10 MİLYON TON PLASTİK ÜRETTİK
Mikroplastik denilen ve kanserojen kimyasallar, ağır metaller içeren bu plastik parçacıklarının akarsulara ve denizlere karışması nedeniyle her yıl milyonlarca deniz canlısı ölüyor veya deniz ürünleri tüketimi ile insan vücuduna girebiliyorlar. Uzmanlar bunu önlemenin tek yolunun mevcut plastik atıkların doğada serbest kalmaması yani imha edilmeleri olduğunu söylüyor. Türkiye, Avrupa’da en çok plastik üreten ikinci ülke, 2018 yılında 10 milyon tondan fazla plastik üretmiş ki bu yeterince ürkütücü. 85 milyon nüfusu olan bir ülkede tüketilen alışveriş poşetlerini, plastik ambalajları, pandemi nedeniyle kullanılıp atılmış milyonlarca plastik eldiveni bir düşünün, nereye gidiyor bunlar?
Bakanlığa göre ‘çöp’ değil ham maddeymiş
Kendi plastik atıklarımız, denizlerimizi kaplayan çöpler yetmiyormuş gibi Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin plastik atıklarını ithal ediyoruz. Türkiye, 2020’de Avrupa’dan en çok atık (Toplam 659.960 ton) alan ülke olmuş ve son 16 yılda plastik atık ithalatı 196 kat artmış. İngiltere, Hollanda, Almanya ve daha birçok ülke plastik atık çöplüğü olarak Türkiye’yi kullanıyor. Dünya çapında çevre sorunlarını ortadan kaldırmak için çalışan uluslararası çevre kuruluşu Greenpeace konuyu yıllardır araştırıp veri topluyor ve plastik atık ithalatının acilen yasaklanmasını talep ediyor. Çevre Bakanımız ise “çöp” değil “ham madde” dememizi öneriyor, neden Avrupa ham maddesini kendisi kullanmıyor sorusuna ise “Türkiye’nin geri dönüşüm sektöründe çok daha ileri olduğu, Avrupa ülkelerinin bu sektörünün yerince gelişmemiş olduğu” cevabını veriyor. “Atıkların yüzde 25’ini dönüştürüyoruz ve ham madde olarak tekstilde ve diğer alanlarda kullanılıyor” diyor. Atıkların yüzde 25’i dönüştürülüyorsa yüzde 75’i ne oluyor acaba? Nerelerde muhafaza ediliyor, yakılıyor veya toprağa mı gömülüyor? Türkiye’de bu kadar gelişmiş bir sektör ise neden atıkların sadece yüzde 25’ini dönüştürebiliyor?
ÇERNOBİL GİBİ OLMASIN
Keşke yapılan basit açıklamalar yeterince inandırıcı olsaydı ama konu insan hayatı ve her detayın şeffaf şekilde ortaya konması gerekiyor çünkü Julia Roberts’ın, gerçek bir olaydan uyarlanan, gaz ve elektrik şirketlerinin sebep olduğu çevre kirliliğinin insanları nasıl kanser ettiğini kanıtladığı “Erin Brokovich” filminin bir benzeri yaşanmakta. Çernobil olayında radyoaktif madde içeren çayları içtiğimiz gibi bir durum olmadan önce kimya mühendisi bir gazeteci olarak biraz araştırma yaparak dikkatleri “saplantı haline gelen yapay gündemlerden” bu çok önemli olaya çekmeyi düşündüm ve önce yıllardır bu konuda çalışan Greenpeace Akdeniz Proje Lideri Nihan Temiz Ataş’la konuştum.
“İngiltere çöpünün hesabını ver” Greenpeace üyeleri, plastik atık gönderiminin yasaklanması için Türkiye’den toplanan 76 bin imzayı İngiltere’de Başbakanlık Ofisi’ne teslim etti.PLASTİK KİRLİLİĞİ ULUSLARARASI SUÇ
■ Nihan Hanım, AB ülkelerinden gelen plastik atıkların Adana’da olduğu hep söyleniyor ama başka hangi illerimizde var bilmiyoruz. Bunlar nedeniyle toprağın zararlı maddeler içerdiği yazıldı, Türkiye’de sizin son gözlemleriniz nedir? Bu akıl almaz ithalat başka bir ülkede var mı?
Avrupa en çok atığı ürettiği için bunu almaya istekli olan Türkiye gibi ülkeler ön planda, bunun dışında da Çin’in yasaklamasından sonra Malezya, Vietnam, Tayland, Filipinler, Sri Lanka gibi ülkeler var. Olay hem çevre suçu, hem insanlık suçu olduğu için uluslararası plastik sözleşmeleri devreye girdi, 1 Ocak 2021’de yeni düzenlemeler yapıldı. Bunun gereklerinden biri de Türkiye ve Güneydoğu Asya ülkeleri gibi ülkelerde artık çok fazla atık toprağa atılıp yakılınca insan sağlığını iyice tehdit eder hale geldi ve plastik kirliliğinin uluslararası suç olduğu yayınlanan raporlarla ortaya çıktı ki INTERPOL (Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı) raporu da bunlardan biri... Nereye atık akışı artıyorsa orada organize suçlar artıyor. Yasadışı depolama, daha fazla toprağa atma, daha fazla yakma, bu sırada çıkan yangınlar, kayıtsız insan çalıştırma gibi meseleler devreye giriyor. Çin’in kısıtlamasından sonra Türkiye en fazla atık almaya meyilli ülke oldu. En büyük limanlardan Mersin Limanı Adana’ya yakın olduğu için ve Adana’da da çok fazla geri dönüşüm firması kurulduğundan rastlantı olmayan bir şekilde en fazla Adana’ya atılıyor. Aktif olarak 2019’dan beri sahadayız, hangi şehirlerde olup olmadığını takip etmeye çalışıyoruz, bizim kendi gözümüzle gördüğümüz, içinde geri dönüşmesi mümkün olmayan hatta zararlı atıkları bulduğumuz İzmir, Adana ve İstanbul örnekleri var, aslında çok daha fazla şehirden duyumlar aldığımızı söyleyebilirim.
İngiltere’de marketlerde satılan ürünlerin atık plastikleri Türkiye’ye gönderiliyor.Türkiye’deki atıkların sadece yüzde 5’inin kontrol edildiğini İngiltere söylüyor
■ Adana Belediyesi bu duruma itiraz etmiyor mu?
Bu yerel yönetimlerin sorumluluğu değil, bu düzenlemeyi getiren Ticaret Bakanlığı, ancak çevre sağlığını düzenleme ve ne şekilde atık ithalatı yapılacağını belirleme konusu Çevre Bakanlığı’yla ilgili.
■ Avrupa’da başka hangi ülkeler en fazla atığı gönderiyor?
İngiltere’de Çevre Ajansı “Türkiye’ye çok fazla atık gönderiyoruz ve gönderdiğimiz atıkların sadece yüzde 5’i kontrol edilebiliyor” diyor ve Türkiye susuyor. 2021’de atıklarının neredeyse yüzde 36.7’sini (123 bin ton) Türkiye almış. Yüzde 5’i kontrol edilebiliyor demek birçok soru işareti getiriyor. İngiltere birinci durumda, ikinci Almanya, üçüncü Belçika, İspanya, Slovenya ve Hollanda geliyor.
■ Ben hiç değilse para almak için yapıldığını düşünmüştüm, Avrupa’nın tonlarca çöpünü alıyor ve üstüne para mı ödüyoruz?
Çevre Bakanlığı sanki Ticaret Bakanlığı’ymış gibi yurt dışındaki atıklara, çöplere ihtiyacımız olduğunu vurguluyor, halbuki Türkiye maalesef çok fazla çöp üretiyor ve bunu toplamıyor, dolayısıyla biz kendimiz alt yapı kurmak yerine geri dönüşümünden asla emin olmadığımız çöpleri satın almayı tercih ediyor, geri dönüşüm firmalarına ithalat yapmaları için izin veriyor durumdayız. Kendi çöplerimiz için alt yapı kurma ertelendikçe, geri dönüşüm şirketleri “Bizde ham madde yok, yurt dışında var” dedikçe Avrupa çöplerinden, plastiklerinden asla kurtulamayacağız. Birçok ülkeden üstüne bir de para ödenerek alındığını çokça duyduk ve uluslararası raporlarda bunlar da var.
Limanlara gelen atıklar takip edilemez, çözüm yasaklamadır
■ Yani kendi ülkelerinde istemedikleri neredeyse bütün çöplerini bize gönderiyorlar, Türkiye bunu nasıl kabul edilebilir diye sormuyor musunuz?
Soruyoruz, ülkeler çöplerinin bir kısmını yakıyor, “daha yüksek kalitede olanları” kendi dönüşüm firmaları alıyor. OECD ülkesi olmayanlara plastik atık göndermek yasak, Türkiye de en fazla kabul eden OECD ülkesi. Kağıt üzerinde “Bu saflıkta ürün gönderiyorum, geri dönüştürülebilir” dediği şeyle limanlarımıza ulaşan atık dolu binlerce konteyneri düşünün, bunların kontrolü mümkün olmadığından çoğunluğu belki çimento fabrikalarında yakılıyor ya da açık alana dökülerek yakılıyor. Plastiğin yanmasıyla ortaya çıkan ve insanlarda kanserojen etki yapan dioksin (1’inci derece kanserojen madde) ve furan isimli kalıcı kimyasallar havaya karışıyor. Yakılma olmadan bile nehir dibi çamuru, toprak ve su örneklerinde yaptığımız araştırmalarda, toprağın normal toprağa kıyasla 400 bin kat fazla kirlendiğini ve dioksin ve furan içerdiğini tespit ettik.
■ Başka limanlara geliyor ve biz bilmiyor olabilir miyiz?
Tabii ki olabiliriz... Limanlar ve gümrük, Bakanlığın tekelinde ve bilgileri bizimle paylaşmıyorlar. Kontrol mümkün değil, onun için nihai çözümün yasaktan geçtiğini anlatmaya çalışıyoruz. 18 Mayıs 2021’de bir ürün grubu yasaklanmıştı, sadece o zaman bir iki ay atık verileri sıfırlandı. Ne zaman ki yasaklar geri çekildi datalar tekrar yükselişe geçti, atılma-yakılma görüntüleriyle karşılaştık. Bakanlığın artık bunu ciddiye alıp insan sağlığına odaklanması gerekiyor ama maalesef bunu yapmıyor ve çöp ithaline devam ediyor.
Nihan Temiz Ataş, İngiltere Parlamentosu’nda telekonferans aracılığı ile konuştu.Adana’da 2019’dan bu yana erken doğumlar arttı
■ Greenpeace olarak bu şehirlere depolanan yüzbinlerce plastik atığın insan sağlığı üzerinde nasıl bir değişim yaptığı konusunda bir araştırmanız oldu mu?
Binlerce kalıcı kimyasal kirleticiden özellikle 69 tanesini araştırdık; kanser, solunum hastalıkları yapan, çocuklarda gelişimsel bozukluklara neden olan, endokrin bozucu, akciğer, karaciğer gibi bazı organlarda kayıplara neden olan birçok kimyasallar tespit edildi. Çukurova Üniversitesi’nin “Yeni Doğan Ünitesi” ile konuştuğumuzda 2019’dan bu yana, yani atık verilerinin artış gösterdiği ve yakıldığı dönemden bu yana o bölgede erken doğum oranının çok yükseldiğini söylediler. Adana’da yüzde 80 oranında erken doğan çocuklardan bahsettiler. Toprağa karışıyor, orada hayvancılık-tarım yapılıyor, sulama kanallarının yanındaki alanlardan aldık bu örnekleri. Bu kimyasalların havayla karıştığı zaman ne kadar uzaklara gidebileceğini bilim insanları bile tam olarak söyleyemiyor. Anne sütü yoluyla bebeklere geçtiği kanıtlanmış durumda.

İngiltere’den plastik Tesco paketlerinin Türkiye’ye gönderildiği tespit edildi, Çevre Bakanlığı araştırmadan hemen yalanladı. İngiltere hükümeti şu anda araştırıyor, bunu kabul etmesi demek Türkiye’ye karşı bir çevre maliyeti ve zahmeti anlamına geliyor.
Yarın: “Birçok marka sofra tuzunda, balık ve midyede mikroplastik bulduk.”