Aydın-Denizli otoyol ihalesine devam ediyoruz.

Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) geçen cuma ihale ettiği Aydın-Denizli otoyolu Yap İşlet Devret modeliyle yapılacak. Ulaştırma Bakanlığı açıklamasında yer almayan firma isimleri ve tekliflerini  önceki yazımda paylaştım.

Şartnamade bazı değişiklikler olma ihtimalinden söz etmiştim. O değişikliği Prof. Dr. Uğur Emek’in blog yazısını okuyunca fark ettim.

Aslında ihaleye teklif veren firma ve teklif miktarlarını araştırırken ulaştığım bilgiler içinde, firma teklifleri yanında -yatırım tutarı yanı sıra- Euro/cent biriminden başlangıç geçiş ücreti de olduğunu görmüştüm.

Ancak buna anlam veremediğim için hata yapmamak amacıyla beklemeyi tercih ettim. Neden anlam veremedim?

Çünkü daha önce yapılıp iptal edilen ihalede KGM Genel Müdür yardımcısı, Aydın Denizli otoyolu için başlangıç geçiş ücretini, otomobil ve km bazında 0,05 Euro/cent olacağını açıklamıştı. Yani bütün diğer KÖİ modelli ulaştırma projelerinde olduğu gibi başlangıç geçiş ücretini devlet belirliyordu.

Meğer bu usul değişmiş.

Daha doğrusu ihaledeki yarışma şekli. Önceki ihalede işletme süreleri yarışırken, son ihalede yatırım tutarlarının yanı sıra geçiş ücretleri de yarıştırıldı. Prof. Emek’in blog yazısında bu önemli değişikliğin aktarıldığı bölümden bir kesit:

Bu defa işletme süresi sabit tutuldu (17 yıl) ve yatırım tutarları ve geçiş ücretleri yarıştırıldı. Teorik olarak en düşük teklifi veren ihaleyi kazanacaktır.”

Emek, yine geçen hafta duyurduğumuz Nakkaş-Başakşehir otoyol ihalesindeki tekliflerle, Aydın-Denizli otoyol tekliflerini karşılaştırarak önemli sorular yöneltiyor.

Bu vesileyle önceki yazıda sadece yatırım tekliflerini duyurduğum Aydın- Denizli otoyol ihalesinde, şirketlerin talep ettiği km ve otomobil başına garanti tutarını da paylaşalım ve soralım:

Yap işlet devret modeliyle yaptırılan otoyol, köprü ve tünel projelerinde, düne kadar devletin belirlediği  (ve garantiye esas oluşturan) km/otomobil başına ücreti neden artık şirketler belirliyor?


İlaç şirketi rüşvetinde ses?


Türkiye  uluslararası örgüt OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü)  kurucu üyesi.

OECD bünyesindeki Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu, 2019’da Türkiye’yi  rüşvetle mücadele mevzuatını uygulamadığı için eleştiren açıklama yapmıştı. Açıklamanın en dikkat çekici bölümü şuydu:

“Tüzel kişilere yönelik yaptırımlar etkili, orantılı ve caydırıcı değil.  Ülke ekonomisinin büyüklüğüne ve jeopolitik önemine rağmen 16 yıldır gerçek ya da tüzel kişiye ilişkin tek bir mahkumiyet kararı verilmedi.”

Günlerdir, ABD merkezli ilaç firması Alexion’un, Türkiye’de rüşvet dağıttığı haberlerini okuyoruz. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu SEC’in 2 Temmuz 2020 tarihli açıklamasında ayrıntılarıyla yer verilen bu olay hakkında yetkililerden henüz tek kelime açıklama gelmiş değil.

OECD Rüşvetle Mücadele Komisyonu’nun “16 yıldır sonuçlanmış tek rüşvet soruşturması ve davası yok” tespitiyle ne demek istediğini Alexion dosyasıyla daha iyi anlıyoruz.