Sevgili okurlarım, Türk siyasetinde kişiliğine saygı duyduklarımın başında Kemal Kılıçdaroğlu gelir.
Bunu hiç tartışmadan açıkça söylerim.
Her şeyden önce aile bireyleriyle birlikte dürüst adamdır. Bu gibi olaylarda aile bireylerinin durumu da önemlidir.
Oğlu şirketler kurup iş bitirir, kızı başka işlere dalar, eşi dostu ve siyaset arkadaşları farklı kulvarlarda koşup birtakım işlere, avantalı işlere girişir.
Bu gibiler genelde devlet gücünü, parti gücünü arkalarına alır.
Ondan sonra gelsin avantalar, gelsin irili ufaklı çıkarlar falan filan derken bu gibiler işi iyice büyütür.
★★★
CHP’de genel başkanlık yaptığı sürece Kemal Bey ve özellikle aile bireyleri bu gibi işlere hiçbir zaman girişmedi. İşte o yüzden saygı duyuyorum.
Çocukları ne iş yapar, nerede çalışır, doğrusunu isterseniz bilmiyorum. Pek kimsenin de bildiğini sanmıyorum... Çünkü gözlerden uzak yaşıyorlar.
Aynen cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer gibi, onun da çocuklarını ve yakınlarını hiç bilmedik, görmedik, tanımadık.
Bir süre önceydi, Sezer’in Çankaya’da görevde olduğu dönemde (eğer yanılmıyorsam) oğlu evlenecekti. Düğünü Çankaya Köşkü’nde yapmaya karar verdiler. Ancak Sezer önlemini almıştı.
Elektrik, su, doğalgaz dahil, yiyecek içecek harcamaları titizlikle kayda alındı ve her birinin bedeli Sezer ailesi tarafından devlete tek tek ödendi.
Siz şimdi gelin de böylesini bulun bakalım!
★★★
Dürüstlük açısından Kemal Bey’e söyleyecek hiçbir sözüm yok.
Ama siyasi açıdan çok var.
Hele şu son zamanlarda, AKP iktidarının CHP üzerinde baskıyı acayip bir biçimde artırdığı ortamda sessiz kalıyor olması inanılır gibi değil.
Dikkat ediniz, iktidar medyasının en büyük amaçlarından biri Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni CHP yönetimini ve özellikle Özgür Özel’i kapıştırıp birbirlerine düşürmek...
Ve CHP’yi bu yolla bölmek...
İktidar çevreleri bu nedenle son kurultayın şaibeli olduğunu, bazı delegelere oy karşılığı büyük paralar ödendiği masalını uydurdular.
★★★
Kemal Bey işte böyle bir ortamda tam bir sessizliğe gömülmüş durumda...
Konuşmuyor, tepki vermiyor ve partisini savunmaktan her nedense kaçınıyor.
Sessizliğin ve tepkisizliğin bu kadarı doğrusu biraz fazla oluyor.
Karşı tarafın niyeti zaten bu...
Sandıkta yenildikleri CHP’yi, bu kez bir sürü yalanları piyasaya sürerek başka yöntemlerle yıpratmak.
★★★
Son kurultay için mahkemeye gidip dava bile açtılar...
O kurultayı Özgür Özel ve ekibi kazanmıştı.
İster misiniz davayı kazansınlar ve her şey bir kez daha alt üst olsun!
O takdirde Özgür Özel’le birlikte CHP’nin bütün kadroları ‘yargı kararı uyarınca’ görevden düşecek ve partinin bütün yönetimi yeniden Kemal Bey ve onun ekibine devredilecek.
Böyle bir şeyi bu saatten sonra sanırım Kemal Bey de istemez.
Aksi takdirde ‘mahkeme kararıyla parti genel başkanı’ olarak anılır ve bu da Türkiye’deki siyaset ortamını bir kez daha kızıştırır...
Böyle bir durum sadece AKP-MHP ikilisinin işine yarar...
Ve suskunluğu ile bu durumu yaratan Kemal Bey’in kendisini yıpratır.
★★★
Mahkemeye gidip ifade bile vermedi, “Yok böyle bir şey, kurultayda hiç kimseye, hiçbir delegeye para dağıtılmadı” diyemedi.
Partisini savunması gerekirdi ama yapamadı.
Sadece bu değil, Kemal Bey her konuda suskunluğa büründü.
Siyasetteki şu rezillikleri, AKP’nin yarattığı baskı ve zulüm ortamını hep birlikte yaşıyoruz.
Birbiri ardına yolsuzluklar patlıyor, Türkiye resmen soyuluyor.
Yargı AKP’nin adeta oyuncağı olmuş durumda.
Bütün bu olanları görmezden gelen Kemal Kılıçdaroğlu ise çekilmiş köşesine, sessizliğini koruyor, tepki veremiyor ve ağzını bıçak açmıyor.
Ne düşündüğünü kendisi ve birkaç yakını dışında bilen yok!
Belki beklediği ve umduğu bir şeyler var ama onu da bilen yok!
★★★
Şunu artık açıkça söylemek gerekir, Özgür Özel’in yönettiği CHP kim ne derse desin iyi bir muhalefet sergiliyor. Yapılanlar yeterli olmayabilir, eksik kalabilir, hatta birtakım yanlışlar da ortaya çıkabilir.
Böyle bir ortamda partisinde bir ‘ağabey’ olması gereken Kemal Bey siyasetten kendisini adeta tasfiye etti, yaptıklarını beğenelim veya beğenmeyelim, uzun yıllar genel başkanlık yaptığı partisini gözden çıkardı gibi...
Tekrar söylüyorum, karşı cephenin amacı CHP kadrolarıyla birlikte milyonlarca CHP seçmenini de birbirine düşürüp kaleyi içinden fethetmek!
Arsızlar 365 gün konuşuyor, yolsuzlar ötüyor ama Kemal Bey en gerekli zamanlarda bile ses veremiyor.
Acaba içinde hâlâ kurultay yenilgisinin acısını mı yaşıyor?
Bunların hepsini “dostça” söylediğimi lütfen bilsin.
Ötesi kendisine kalmıştır.