Sevgili okurlarım, Ortadoğu’da biraz acayip (!) de olsa savaş var. Müslüman ülke İran’la siyonist, Yahudi İsrail kapıştı.                                  

Bu iki ülke arasında en az bin kilometre var. O nedenle kara çarpışmaları olmuyor, iki taraf da birbirini füzelerle vurmaya çalışıyor.

İki taraf da ötekini kısa süre sonra mahvedeceğini iddia ediyor.

Bu işlerden bizim gibi sıradan vatandaşlar pek anlamaz ama birbirlerinin askeri hedefleriyle birlikte hastaneleri, okulları falan rastgele vurdukları iddia ediliyor.

Adına İsrail denilen Yahudi devleti, coğrafi sınırlara baktığınızda İran’ın belki ellide biri kadar alana sahip.

Nüfus açısından bakıldığında İran, İsrail’i yine katlıyor.

Ama gelin görün ki ABD’nin desteğini arkasına alan avuç içi kadar İsrail bir türlü pes etmiyor.

★★★

Şimdi bütün dünyada tartışılan ve yanıtı aranan, daha doğrusu bizim bilmediğimiz çok önemli bir husus var.

Bu ikisinde acaba nükleer silahlar, yani atom bombaları var mı?

Günün birinde zorda kaldıklarında bu gücü kullanıp Türkiye dahil bütün Ortadoğu bölgesini perişan ederler mi?

Şimdi bir soru soralım...

Gerilim bu aşamaya gelmişken bizim “dost ve kardeş İslam ülkeleri” ne yapıyor?

Nutuk atmaktan başka yaptıkları hiçbir şey yok!

Hepsi İsrail’i kınıyor, posta koyuyor, binbir çeşit palavralar ortalıkta kol geziyor falan ama bunların tamamı hikaye...

Irak, Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır, bölgedeki petrol vurguncusu Arap şeyhlikleri vesaire, hepsi aynı.

Savaş yanı başlarında ama hiçbirinden tık yok.

★★★

Size bir şey söyleyeyim...

Aslında bunların tamamı savaşı İsrail’in kazanmasını ve İran’ın yok edilmesini içtenlikle istiyor.

Onlar için Müslümanlık falan işin hikayesi!

Onlar için geçerli olan sadece para ve güç...

Çünkü bizim ‘dost ve kardeş’ İslam ülkelerinin her biri ya ABD’nin ya da Rusya ve Çin’in kucağında oturuyor.

İran’ı düşman olarak görürler.

Bu düşmanlık ilkelere dayalı değildir.

Birinci nedeni mezhep ayrılığıdır.

İslam devrimiyle birlikte tam anlamıyla bir yobazlık üssüne dönüşen İran Şii’dir.

Bölgedeki diğerleri ise Sünni veya Suudi Arabistan gibi ne idüğü belirsiz Vahabi mezhebini benimsemiş ülkelerdir...

★★★

Bu savaş süregelirken biz Türkiye olarak ne yapıyoruz?..

İran’dan yanayız.

Daha doğrusu AKP iktidarı İran’nın en büyük destekçilerinden biri. Bizimkiler bir ara Türk kamuoyuna birtakım çağrılarda bulunmayı denedi.

“Aman dikkatli olalım, topraklarımızda gözü olan İsrail bize de saldırabilir...”

İktidarın emrindeki bizim yandaş medya da topluma bu propaganda aygıtını Recep Tayyip ve Devlet Bahçeli’nin ağızlarından ısrarla duyurdu.

Ancak gelin görün ki Türk Milleti bu masallara pabuç bırakmadı.

Nasıl bıraksın ki...

Avuç içi kadar İsrail günün birinde Türkiye’ye saldıracak ve yenecek! Olacak şey miydi!

★★★

Dünyada İslam ülkelerinin nüfusu bir milyarı aşıyor.

İrili ufaklı 57 ülke var...

Ortadoğu’dakiler dışında Endonezya, Malezya, Azerbaycan, Pakistan, Sudan, Fas, Tunus, Cezayir, sayın sayabildiğiniz kadar.

Bunlardan hangileri İran-İsrail savaşında herhangi bir ağırlık koyabildi?

Hemen hiçbiri çünkü az önce de söylediğim gibi tamamına yakını ABD, Rusya, ya da Çin’in kucağında oturuyor.

Bu yüzden hepsi kuzuların sessizliğine bürünmek zorunda kaldı.

★★★

Bizim iktidar ise başka bir amacın peşindeydi.

Bu savaşı kullanarak dünyaya karşı kendi reklamını ve propagandasını yapmak!

Recep Tayyip çeşitli zamanlarda ne yapmak istediğini anlattı... Yine büyük oynamaya kalkışmıştı.

Arabuluculuk yapmaya soyundu.

Oynayacaksan büyük oynayacaksın ilkesi doğrultusunda kendini yeniden gösterdi!

Fırsattan yararlanıp Trump ile Putin’i İstanbul’da bir araya getirmek!

Olmayacak duaya amin diyordu.

Neyse ki Netenyahu ile İran rejimi İstanbul’da bir araya gelmeyi pek düşünmemişti.

İşler biraz daha kızıştığı takdirde Recep Tayyip-Bahçeli ikilisi onu da yapabilir, sakın ola ki şaşırmayın.

Sonuç olarak, KKTC’yi bile tanımaktan korkan İslam ülkeleri bir kez daha fos çıktı.