Sevgİlİ okurlarım, Asya’da bir takım devletler var. Biz onlara “Türk Cumhuriyetleri” diyoruz.

Azerbaycan dışında bunların ne ölçüde ‘Türk’ olduğu özellikle tartışma konusudur.

Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan...

Bazı gerçekleri birbirimizden ve Türk kamuoyundan artık saklamayalım...

Bize yutturulmak istenen bazı yalanları lütfen görelim...

Bu sözüm ona Türk Cumhuriyetleri bizim Tayyipgiller iktidarına bakarsanız Türkiye’nin en büyük dostları ve müttefikidir!

Uluslararası ilişkilerde bizim sonuna kadar destekçilerimiz, başımız sıkıştığında yanımızda yer almasını(!) umduğumuz kardeşlerimiz.

Bu beklentilerin tamamen palavra olduğu son zamanlarda bir kez daha ortaya çıktı.

★★★

Ankara Haber Müdürümüz Emin Özgönül’ün bugün bizim gazetede yer alan haberini mutlaka okumalısınız...

İnanılır gibi değil ama baştan sona doğru.

Peki bu işin temelinde ne var?

Bizi yönetenler bunlara her fırsatta yağ çeker ve birbiri ardına övgüler düzerken işin gerçeği başka taraflarda...

Zira bunların her biri bazı güçlü ülkelerin kucağında oturuyor. O güçlü ülkeler ne derse o oluyor.

Dostluk, kardeşlik palavraları falan da bizim elimize tutuşturulan bir oyuncak olarak kalıyor.

★★★

Kıbrıs bizim için hayati önemi olan bir konu...

Kıbrıs’ın bir bölümünü 1974 yılında ele geçirdik ve bir süre sonra KKTC’yi kurduk.

Nüfusunun tamamı Türk ve Müslüman olan en küçük Türk devleti...

Ama gelin görün ki bizim dost ve kardeş Türki Cumhuriyetlerinden biri bile bu devleti tanımadı. Hepsinin gönlünde Kıbrıs Rum Devleti yatıyordu.

Bizim ‘kardeşler’ Rum’lara yalakalık yapmanın peşindeydi çünkü çıkarları öyle gerektiriyordu.

Bu gelişmeler bizim iktidarı hiç mi hiç ırgalamazken, son günlerde bu alanda çok önemli bir gelişmeye tanık olduk!

Bizim düzmece kardeşlerden Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan Kıbrıs Rum devletini hep birlikte tanıdılar!

Niçin?.. Çünkü Avrupa Birliği (AB) ülkeleri bunlara söz vermişti:

“Rum tarafını tanırsanız size 12 milyar Euro kredi vereceğiz...”

Rum tarafı ile her birinin çok yakın ilişkileri zaten vardı... Ve bize attıkları son kazık bu oldu. Paranın ucunu görünce resmen ve hep birlikte tanıma kararı aldılar.

İmza attıkları anlaşmada bir hüküm vardı:

“Adada sadece Rum devleti tanınacaktır.”

★★★

Herkes iyi bilsin, bizim Tayyipgiller iktidarının en son hezimeti işte budur!

Nitekim bu konuda konuşmaları mümkün olmuyor. Ağızlarından sadece “Ayıp ettiler” sözcükleri çıkıyor.

Şimdi yine gelelim KKTC konusuna....

Şu bizim Azerbaycan bu konuda acep ne düşünüyor!..

Bir millet iki devlet hikayesi var ya, onlar bu konuda ne yapıyor?
KKTCyi ısrarla tanımıyorlar çünkü onlar da bazı güçlü devletlerin kucağında oturmakta!

Ya Pakistan? En büyük dostumuz ve müttefikimiz Pakistan ne yapıyor?

Hiçbir şey!

Demek ki sınırlarımız içinde Türk Milletine sıkılan palavralar sınır dışına çıkıldığında hiçbir işe yaramıyor.

Bunları artık iyi bilelim.

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi de şu bizim KKTC’nin durumuna kısaca göz atalım...

Biz orada devlet kurduk, aradan uzun yıllar geçti ama ‘tanıyan’ sadece biziz!
İkinci bir ülke yok.

KKTC’yi 82. ilimiz gibi yönetiyoruz.

Her şeyi ile Türkiye’ye bağımlı olan bir devletçik diyelim çünkü gerçek bu.

O küçük ülkeyi adeta bir müstemleke valisi gibi, Türkiye’den atanan bir büyükelçi yönetiyor.

Ancak işin perde arkası ilginç...

Oraya atanan bazı büyükelçiler ‘şaibeli’ çıktı.

KKTC’de iş bitiren mafya ile ilişkiler belgelendi.

Ama işin daha da incitici boyutu var.
KKTC’yi bir kumarhaneler cennetine çevirdik.

Bugün faaliyette olan 36 büyük kumarhane var. Beş yıldızlı oteller ve mafya tarafından işletilip yönetilen bir kumarhaneler cenneti!..

Şimdi bir soru daha sormak gerekiyor.

Bizim sözüm ona dost ve kardeş Türk Cumhuriyetleri ile İslam ülkeleri, Rum devletini tanıma konusunda haksız mı?