Adana’da savcılık talimatıyla durdurulan MİT TIR’larında nelerin taşındığına ilişkin iddiaların doğruluğunu bizzat Başbakan Davutoğlu Ahmet ifade etti:
“TIR’ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez”
Bal gibi ilgilendirir!..
Eğer içinde “insani malzeme var” denilen TIR’larda cephane ele geçirilmişse, iktidar bunun hesabını vermeye mecburdur!..
Ayrıca neden bu kadar panik?..
Tayyip Bey bir yandan, Davutoğlu Ahmet diğer yandan...
Nedir bu öfke?..

* * *

O zamanlar da yazmıştık...
TIR’ların içinde Türkmenlere götürülen ilaç, battaniye, çadır, gıda maddeleri, giyecek gibi insani malzemeler varsa...
TIR’ların kapakları açılır, kameralar önünde iftiharla ortaya serilir, “iftira atanlar” utandırılır, “iftiracılar” hakkında da soruşturma başlatılır!..
Battaniyenin devlet sırrı mı olur?..
Battaniyenin casusluğu mu olur?..
Somali’ye insani yardımı da MİT TIR’larıyla mı yaptınız?..

* * *

Ülkenin birinci derecede güvenliğine ilişkin konular devlet sırrıdır!..
Ama eğer başka bir ülkenin içişlerine burnunuzu sokup o ülkede devam eden iç savaşta terörist gruplara silah ve mühimmat sevk ediliyorsa suç olan budur!..
Ülkenin Başbakanı MİT TIR’ları için “Türkmenlere gidiyordu” diyor; onun AKP’deki yardımcısı “Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” diyor...
Bu arada Türkmenler de “Biz yardım filan almadık” diye açıklama yapıyor!..

* * *

Büyük tartışmalara neden olan MİT TIR’ları içinde neler bulunduğunu ortaya çıkarmak bir gazetecilik faaliyetidir...
Demokratik ülkelerde bu görüntüler eğer montajsa, sahteyse ispat edilir ve gereken hukuki yollara başvurulur... Gazeteciler tehdit edilmez!..
Ama hem bu yola gidemiyorlar, hem de Tayyip Bey olaya derhal müdahil olup, “Avukatlarıma talimat verdim anında davalar açtım. Onu öyle bırakmam”
Bizim bildiğimiz suç duyurusu üzerine davayı savcı açar...
“Davaları açtım” dediğine göre Tayyip Bey bu davanın da savcısı oldu demektir...
Ayrıca haberi yazan gazeteci için “Onu öyle bırakmam” diyerek olayı şahsileştiriyor...
Öyle bırakmazsın da ne yaparsın, idam edecek halin yok ya!..

* * *

İktidarın Suriye politikası Türkiye’yi tam bir batağa soktu...
Müthiş öngörüleriyle (!) “Haftalar içinde devrilecek” dedikleri eski arkadaşları Esad aradan üç yıl geçti orada duruyor...
Kelle kesen radikal İslamcı terör örgütü IŞİD, sınırımıza yakın kasabaları da ele geçirerek komşumuz oldu...
Musul Başkonsolosluğumuzun bu caniler tarafından basılıp 49 konsolosluk mensubunun rehin alındığını unutmadık!.
Rehineleri üç ay ellerinde tutarken hangi pazarlıklar yapıldı?..
49 konsolosluk mensubu neler karşılığı serbest bırakıldı?..

* * *

Bu iktidar mensupları “Vatana ihanet” mi diyor?..
Önce aynaya dönüp kendi suratlarına baksınlar!..

Türbanlı yargı!..

Yargıya hem türban, hem şapka!..
Neden gerektiyse Yargıtay kendilerinde çalışan kadın tetkik hakimleri ve diğer kadın yargı mensuplarının türban takıp takamayacaklarını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) soruyor...
HSYK, devlet dairelerinde isteyen kadın memurların başörtülü, isteyen erkek memurlarının şapkalı çalışmalarının yolunun açıldığını belirterek, sakınca bulunmadığını bildiriyor...
Bundan sonra türbanlı kadın savcı ve türbanlı kadın yargıçlara alışmanız gerekecek...
Şartlar türbanlı ve türbansız yargıçlara göre değişebilecek...
Hakimler de şapka takabilecek...
Bakacaksınız kürsüde yargıç oturuyor başında fötr şapka, diğerinin başında melon şapka...
Yakında takke, sarık, kavuk, çarşaf da görürseniz şaşmayın!..