Türkiye’nin üzerinden bu ağır havanın kalkması için bu iktidarın çekip gitmesi gerekiyor!..
Her ne kadar seçim sonuçları alındıktan sonra ülke rahatlamış gibi görünse de sistem yerli yerinde duruyor!..
Bakınız, daha önceki gün 2 bin 401’i adli, 263’ü idari olmak üzere toplam 2 bin 664 hakim ve savcının görev yeri değiştirildi...
İktidar yangından mal kaçırır gibi yargıda ve bürokraside atama, yer değiştirme tufanını sürdürüyor!..
2002 yılından beri devam eden kadrolaşma harekatı hiç frene basmadı, aksine sürekli vites büyüttü...

* * *

Özellikle 2010 yılından itibaren iktidar korkunç bir korkutma, sindirme, yıldırma, susturma faaliyetine geçti...
“Gak” diyene tutuklama!..
“Guk” diyene dava!..
Eleştiriye tahammülsüzlük bir ruh halini aldı!..
Ceza ve tazminat davaları birbirini kovaladı...
İktidar, yargıyı kullanarak müthiş bir baskı ortamı yarattı...
Ceza davalarının çoğu beraatla, yüksek miktarlardaki tazminat davalarının çoğu retle sonuçlansa da psikolojik savaş devam etti, insanlar korkutma, yıldırma, sindirme harekatı altında ezildi!..

* * *

Balkondan el işareti yapan kadının evi;
Pencereden elini sallayan kadın diş hekiminin muayenehanesi basıldı, ikisi de apar topar karakola çekildi...
14 yaşındaki lise öğrencisi Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandı...
Attıkları tweetleri beğenilmeyenler soluğu hakimin önünde aldı...
Ve basın özgürlüğünün ırzına geçildi...
Basına, yazarlara açılan davalar cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı...
Sadece Tayyip Bey’e hakaret iddiasıyla açılan davaların sayısı 10 ayda 300’ü aştı...

* * *

“İleri demokrasi” martavalıyla bugünlere geldik ve demokrasinin “d”si bile kalmadı...
Kimin ne zaman kapısının çalınıp götürüleceği bilinmez hale geldi...
Yasaklar ve sansür...
Bunlar iktidara geldiklerinde sözde 3Y ile mücadele edeceklerdi...
Yani, yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele...
Türkiye tam bir yolsuzluklar çamuruna battı...
İktidarı acıtan her habere, her olaya yasak geldi...
Yoksulluk ise Türkiye’deki bütün dengeleri değiştirdi...
Yoksul ile zengin arasındaki makas görülmemiş biçimde açıldı...
Orta sınıf yok edildi...
İktidarın zenginleri, ahlak anlayışını yalama etti!..

* * *
Türkiye’de korkutmaya, sindirmeye, yıldırmaya, susturmaya son verilmedikçe bu ülke huzur bulamaz!..
O sebeple CHP, MHP ve HDP aklını başına toplamalı...
Meydanı yine bu iktidara bırakmamalı...
Bırakırlarsa iki elimiz yakalarındadır!..
Bu dünyada da, öteki dünyada da!..

BÜLENT ARINÇ

AKP‘nin “ağır abisi” Bülent Arınç ekrandaydı...
Ağırlığı epey gitmiş, bir kuş kadar hafiflemişti...
Çok şey söyledi, hiçbir şey söylemedi...
Herhalde “Söylediklerimden anlamlar çıkarırlar” diye düşündü, anlam da çıkmadı!..
Melih Gökçek‘le 8 Haziran’da hesaplaşacaktı, fos çıktı, Ankara’nın parsel parsel satışı satanın da, alanın da yanına kâr kaldı!..
Tayyip Bey‘in yeminine rağmen seçim meydanlarına çıkması, başkanlık hayalleri, saraydaki israf için de konuştu, yine hiçbir şey söylemedi....
Anlaşılan, Arınç‘ın içinde çok şey var, fakat söyleyecek cesareti yok!..
Öyle bir özgül ağırlık neye yarar?!.