Büyük fotoğrafa bakınca insan korkuyor. Havada “yeni bir dünya savaşı tam tamları sesi” var. Rusya yanına İran’ı da alarak Suriye’ye iyice yerleşti. ABD, Birinci Dünya Savaşı öncesinden beri İngiltere ve Fransa ile birlikte Suriye’den hiç ayrılmadı.
Silahlanma zirvede.
Bize de (Türkiye) bulaşıyor.
Dünkü gazetelerde şu haber vardı: ABD son geliştirdiği silahlarla donattığı hava gücünü Türkiye’ye yığdı. Adana’da İncirlik, savaş üssüne dönüştü. 6 adet ABD F-15C, 12 adet ABD KC-135, 12 adet ABD A-10, 11 adet ABO MQ-1 ve yeterli cephane takviyesi yapıldı. Türk Ordusu’nun da adının geçirildiği Suriye’ye karadan harekat kapıya dayandı.
Bu kadar silah ne için?
IŞİD içinse çok fazla.
Rusya’ya ve Çin’e gövde gösterisi içinse arkasının “yeni bir dünya savaşı başlatmak” üzerine olmayacağını kim garanti edebilir?

* * *

Ortadoğu’dalar.
Silah yığmaktalar.
Güç göstermekteler.
Birinci ve İkinci dünya savaşlarında yangın, yine böyle güç gösterileri ile başlamış ve nihai kapışma Ortadoğu’yu paylaşma üzerine olmuştu. Belli ki, yine dünya enerji kaynakları ile dünya pazarları paylaşımında bir itişme-kakışma-kol bükme dönemine girdik. Dünya zenginliğinin bölüşümündeki adaletsizlik “küresel bir boğazlaşmanın” altyapısını ördü ya da örüyor. Arşiv kayıtlarında var: Birinci Dünya Savaşı öncesinde de Avrupa’da birikmiş sermayenin yüzde 90’ını nüfusun yüzde 10’u elinde tutuyordu. Bugün de ABD’de ve AB’de tüm sermayeyi elde tutanların oranı aynı sayılarla yazılıyor.

* * *

Bir de Çin yazılıyor.
Çin, yeni dev oldu.
ABD ile dünyayı bölüşme kavgasını göze alabilecek güce ulaştı. Suriye’de şimdi Rusya görünürde olsa bile onun arkasında bir Çin’in de durmakta olduğu gerçeğini hiç ıskalamamak gerekiyor. Çünkü Çin’in devleşmesi ve dünün süperlerinden Rusya ile ittifaka girmesi ABD’nin son 30 yıldır kurduğu “Tek Kutuplu Dünya”nın çatışma getireceğini de haber veriyor.
Tek kutupluk!
Bencil oldu.
Her şeye el koydu.
Tek süper güç oldu.
Kendi çıkarı dışında çıkar tanımıyor. Bunu dünya kuralı, kanunu, ilkesi yaptı. ABD’nin sözcüleri “Küreselleşme” diyorlardı.
Küreselleşme hikaye oldu.
Sözüm ona küreselleşme sayesinde dünya finans sermayesi ile dünyanın sanayi ileri ülkeleri, dünyanın enerji ve hammadde deposu ülkeleri ile emek deposu gelişmekte olan ülkeleri birbirine ihtiyaç duyan (simbiyotik) bir dayanışmaya eşit rekabet koşullarıyla girecekti. Böylelikle yoksul ülkeler de kalkınacak, paralarını silahlanmaya yatırmaya ihtiyaç duymayacaktı.
Bugün tersi oldu.
Silahlanma zirve yaptı.
İncirlik, savaş üssü oldu.
Rusya ile ABD güç gösteriyor.
Çin arkada beklemekte.
Savaşın tam tam sesleri!
Korkutucu!

Günümüz Şaman Türkleri!


Başbakan ve İktidar sözcüleri, muhalefet partilerine “gel gel yapmaya” hiç vakit yitirmeden başladı. Gelin diyorlar birlikte “sivil anayasa” yapalım. Benimseyeceğimiz “Başkanlık modelini” de tartışalım ve yeni anayasanın içine koyalım. Bunu söylerken ilginç olan; “Selçuklu ve Osmanlı Türklerini” yeni anayasa yapma arzusuyla birlikte anıyorlar. Sadece Osmanlı ve Selçuklu Türkleri mi var? Şaman Türkleri de var ve günümüzde de yaşıyorlar. Orhan Kemal’in İkbal Kahvesi, Divan Bahçesi, Dersim Seyit Rıza İsyanı, Rauf Orbay-İsmet İnönü Kavgası kitaplarının yazarı Nurer Uğurlu, Sibirya’dan Çin sınırına 4 yıl boyunca gezdi, tek tek konuştu “Günümüz Şaman Türkleri” yeni kitabını yazdı. İnançların değişmesi, dilin gelişmesi ve devletin oluşması süreçlerini de anlatıyor.