AKP teşkilatlarının Recep veya Binali Bey’i her gördükleri yerde “İdam isteriz” diye tempo tutmalarının sebebi neydi?..
Başta Fetullah olmak üzere darbe teşebbüsünün elebaşlarının idam edilmesiydi!..
15 Temmuz şehitlerinin ruhu ve aileleri öyle huzur bulacaklardı...
Bu nedenle de “idam isteriz” sesleri çok duyulmaya başladı...
Ancak, Başbakan Binali Bey dünkü grup toplantısında idam cezası getirilse bile geriye doğru işlemeyeceğini söyledi...
Hoppalaaa!..

*  *  *

Geriye doğru işlemeyecekse “idam” diye bu kadar hoplamaya zıplamaya ne gerek var?..
Binali Bey “sınırlı” lafı etti...
Bu yasa 15 Temmuz’la sınırlı olacak, o tarihten geriye işlemeyecek demek mi istedi?..
Yani Fetullah’ı asalım;
Apo’yu asmayalım mı?..

*  *  *

Evet doğrudur, yasalar geriye doğru işlemez...
Ama eklenecek bir geçici maddeyle 15 Temmuz’a kadar götürmek zor mudur?..
Herkes ayağa mı kalkar, “hukuk” filan mı derler, Avrupa sert tepki mi gösterir?..
Boş veeer, kim takar hukuku, kim takar Avrupa’yı!..
Ve Türkiye’de düzinelerle idam sehpaları kurulur, Fetullah ile darbeciler sallandırılır!..

*  *  *

Ancak şu bilinmelidir ki Türkiye’de idam sesleri yükseldikçe, Fetullah ve kaçak adamları zevkten dört köşe oluyorlardır...
Zira idam denildikçe onların iadesinden uzaklaşılıyor...
Acaba iktidar bunu mu istiyor?..
Ortada iki açmaz var ve idam konusu bir muamma haline geliyor!..
İdam cezası çıkar ve 15 Temmuz’a kadar işletilirse Fetullah’ın iadesini unutsunlar...
İdam cezası çıkarsa, Avrupa Birliği’nin de kapısını kapatıp kilidini taksınlar!..

*  *  *

15 Temmuz şehitleri ailelerinin “idamla adalet” arayışına cevap verilecekse...
İdam cezasının geriye işlemesi nasıl sağlanacak?..
Yani idam cezası çıkacak, ama hiçbir işe yaramayacak...
Her işte olduğu gibi, bunda da bir çarşaflama var...
Bir işi muamma haline getirmeden yapmayı bir türlü beceremediler!..
Onlar bu işlerle uğraşırken vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna şehit düşen fidanların cenazeleri gelmeye devam ediyor...

Cumhuriyet muamması!..

Evet o da bir muamma!..
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş operasyonun tüzel kişiliğe yönelik olduğunu söylüyor...
“Tüzel kişilik” yani şirket, vakıf gibi kuruluşlar...
Buna karşılık savcılık “FETÖ/PDY ve PKK/KCK örgütlerine müzahir olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, 15 Temmuz’dan kısa bir süre önce darbeyi meşrulaştıracak yayınlar yaptıklarına dair iddia ve tespitler üzerine” soruşturma açıldığını belirtiyor ve gerçek kişiler gözaltına alınıyor!..

*  *  *

Tüzel kişilik mi, gerçek kişilik mi bir yana bunlar gazeteci...
Savcılık “gel” dedi mi tıpış tıpış gidecek olan, geçmişte de giden adresleri belli, bugün kadar başından bir sürü iş geçmiş tanınan insanlar...
Neden sabaha karşı saat 05.00’te evlerine baskın yapılarak alınırlar?..
Neden terörist muamelesi yapılır?..
Neden gözaltında tutulurlar?..

*  *  *

Hadi bu kişilerin itibarlarını, ailelerini, sağlıklarını düşünmüyorlar...
Neden Türkiye’nin Batılı ülkeler nezdinde zaten sarsılmış itibarının daha da yıkılmasına ve demokrasiyi sıfırlamış bir ülke durumuna düşürülmesine sebep olunur?..
İktidar bunları bilmez mi?..
Savcılarımız bu tür uygulamaların geçmişte Türkiye’yi ne hallere düşürdüğünü unuttular mı?!.