Fahri Kasırga daha önce Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği de yapıyordu. 20 Temmuz 2006 tarihinde HSYK, dönemin Başkanvekili Celal Altınkaynak’ın başkanlığında HSYK üyeleri Yaşar Engin Selimoğlu, Ahmet Çetin Zöngör, Mahmut Acar, Sinan Tunca, Fahri Kasırga ile toplandı. Konu, Şemdinli olayları ve Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’la ilgili iddianameleri hazırlayan, Enver Arpalı’nın intiharına yol açan Savcı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten atılıp atılmamasıydı.
Müsteşar ve HSYK Üyesi Fahri Kasırga (Halen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri) dışındakiler, Ferhat Sarıkaya’nın meslekten atılması yönünde oy kullanırken, Fahri Kasırga ise Sarıkaya’ya “kınama” cezası verilmesiyle yetinilmesinde ısrar ediyordu. Sarıkaya, HSYK’nın 2006/105 sayılı kararıyla meslekten atıldı. Sonra izini kaybettirdi. O dönem, Fethullah Cemaati tarafından maaşa bağlandı, yurtdışında bütün ihtiyaçları karşılandı. Haksız, hukuksuz bir biçimde iddianameye isimleri konulan komutanlar eski savcı hakkında tazminat davaları açtılar. Hepsi de kazandı. O tazminatları da cemaatin ödediği anlaşıldı.

YENİDEN DÖNÜŞÜ İÇİN YASA

Meslekten çıkarılan Ferhat Sarıkaya’ya, AKP’li bakanlar sahip çıkıyor. Yeniden mesleğe dönmesi için 18 Aralık 2010’da çıkarılan yasayla geçmişte meslekten çıkarılanların yeniden göreve dönmelerine olanak sağlanmıştı. HSYK Genel Kurulu’nun 26 Nisan 2011 tarih, 2011/34-151 sayılı kararıyla Van Cumhuriyet Savcısı iken meslekten çıkarılan Ferhat Sarıkaya’nın, hâkim ve cumhuriyet savcısı olmasına engel bir durumunun bulunmadığı gerekçesiyle mesleğe intibakının yapılmasına, özlük haklarının verilmesine ve atamasının yapılması öngörüldü.
Ferhat Sarıkaya’nın mesleğe dönmesine dönemin HSYK üyelerinden Ali Suat
Ertosun, Zeynep Kavlak ve Ziya Özcan karşı çıktı ve “karşı oy” gerekçelerini de şöyle yazdı:
“İlgilinin, Van Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde, yürüttüğü pek çok soruşturmada, meslek ilkelerine uygun davranmadığı, kamuoyunun yakından tanıdığı saygın bilim adamları ve kamu görevlilerine yönelik mesnetsiz isnatlarla adli işlemler yaptığı, dayanaksız müşteki iddialarını gerçekmiş gibi iddianameye yazdığı, haklarında soruşturma yapmaya yetkili bulunmadığı kişiler hakkında delil topladığı ve suç nitelendirilmesinde bulunduğu, görevi süresince yaptığı hukuka aykırı işlemler nedeniyle aleyhine açılan dört tazminat davasında mahkum olduğu anlaşıldığından, hâkimlik ve savcılık mesleğinde aranan nitelikleri taşımadığı kanaati ile mesleğe kabulü yönünde oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.”

SAVAŞ VERENLER SAF DIŞI

Ali Suat Ertosun, bürokratlığı döneminde de Fethullahçı Terör Örgütüne karşı (FETÖ/PYD) mücadele eden, yargının yanlışlıklarını da çekinmeden gündeme getiren bir isim. Son seçimde Yargıtay üyeliğine yeniden seçilmedi. Ferhat Sarıkaya’nın mesleğe dönmesi için oy kullananlar ise seçildikleri gibi etkin görevlere de getirildi. Kimsenin Fethullahçılarla mücadeleyi göze alamadığı dönemde Ali Suat Ertosun’un nasıl mücadele verdiğine HSYK ve Adalet Bakanlığı’nın yetkilileri de tanıklık yapar. Dün, Ali Suat Ertosun’a durumunu hatırlattım. O şunları söyledi:
“En küçük bir muhalefete bile tahammülü olmadıkları için ben ve benim gibi kişileri maalesef yeniden üye seçmiyorlar. Yargıtay üyeliklerini sıfırlayan ve yeniden seçim getiren kanuna da karşı çıkmıştım. Dileğim, yapılan haksızlıkların düzeltilmesi, bir cemaatin baskı ve sultasından kurtulurken, başka cemaatlerin baskı ve sultasına girmememiz; FETÖ/PYD terör örgütünün bahane edilerek, muhaliflerin susturulmaması; yeni darbelere imkan sağlanmaması ve bir an önce normal hukuk rejimine dönülmesidir.”
Bilmiyorsunuz belki, Ali Suat Ertosun, AKP öncesi dönemde Bakanlar Kurulu tarafından “Devlet Üstün Hizmet Madalyası”yla onurlandırılan tek bürokrat. FETÖ’cü Ferhat Sarıkaya itiraflarına rağmen hala görevde tutulurken, onu mesleğe aldırmamak için direndiği için Ertosun Yargıtay’a döndürülmedi. Peki, ya Sarıkaya’yı meslekten attırmamak için direnenler, sonra mesleğe dönmesi için çaba gösterenler nerede? Emekliliği dolmayanların hemen hepsi önemli görevlerde...
Kendisine verilen talimatlarla iddianame yazdığını kabul eden Ferhat Sarıkaya, acaba yine birilerinin talimatıyla, yeni bir oyunun parçası olmak için mi durup dururken itirafçı oldu? Fethullahçı olduğunu 10 yıl sonra itiraf eden buna rağmen hala görevde tutulan savcı bu gücünü nereden alıyor acaba? Ya da kimin isteği üzerine itirafçı oluyor bu da ayrı bir merak konusu...