Fetullah Gülen cemaati tarafından yurtdışında açılan okullar, bir dönem Abdullah Gül’ün, Recep Tayyip Erdoğan’ın iftihar kaynaklarıydı. Gül’ün, Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye’nin yabancı ülkelerdeki temsilciliklerinden, ülkeye gelen heyetlere bu okulların gezdirilmesi, okul açılmasının teşvik edilmesi ve ilişkilerin güçlendirilmesi isteniyordu.

Basında yer alan haberler üzerine, Sabih Kanadoğlu’nun başsavcılığı döneminde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Soruşturma Bürosu, bu haberleri ihbar kabul etti ve inceleme başlattı. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 21 Nisan 2003 tarihli, SP 109. Muh. 2003 sayılı yazının konusu  “Milli Görüş ve Fetullah Gülen Okulları” başlığını taşıyordu.

“KRİPTOLU YAZIYI VEREMEYİZ”

Basında yer alan Erdoğan ve Gülen fotoğraflarında sadece kravatlara bakıldığında 8 kez görüşme olduğu anlaşılıyor. Muharrem İnce’nin, gündeme getirdiği “Parti kurmak için icazet alındığı” iddiasını kanıtlayan bir belge yok. İnce’nin konuşmasına dayanak gösterdiği Nasuhi Güngör ise kitapta yazdıklarını şimdi yalanlıyor. Parti kuruluşunda icazet aldığı iddiasının doğru olup olmadığını bilmiyorum. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından gönderilen kripto incelemesini 25 Ocak 2015’de bu köşede duyurdum. Ayrıntılar da Doğan Kitap’tan çıkan “Kripto Üçgeni” kitabımda şöyle yer aldı:

Yargıtay C. Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun, Dışişleri Bakanlığı’ndan istediği şuydu: “Başsavcılığımızca yapılmakta olan bir inceleme nedeniyle; Bakanlığınızca 16.4.2003 tarih ve 3846 sayılı yazı ile Avrupa’da yer alan Türk Büyükelçiliklerine gönderilen ‘Milli Görüş teşkilatları’ hakkındaki yazı (genelge) ile aynı tarih ve 3847 sayılı ‘Fetullah Gülen ve Okullarına’ ilişkin yazının (genelge) örneklerinin Başsavcılığımıza gönderilmesi hususunda bilgi ve gereği arz olunur.”

Yargıtay C. Savcısı da olsanız, köklü geleneklere sahip olan Dışişleri Bakanlığı’ndan öyle kolay kolay belge alınamaz. Savcının yazısına Dışişleri Bakanlığı 25 Nisan 2003’de şu karşılığı veriyor:

“Anılan genelgeler gizlilik derecelidir. Bu nedenle gönderilmesi uygun bulunmamıştır. Bakanlığımızda incelenmesi uygun olacaktır. Bakanlığımızda  anılan belgelerin Daire Başkanı sayın M. Kemal Asya refakatinde incelenebilmesi uygun bulunmuştur.”

Başsavcı Sabih Kanadoğlu, bakanlığa gönderdiği yazıda, inceleme görevini Savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na verdiğini belirtiyor ve bu konuda bakanlığa da 1 Mayıs 2003’de yazı gönderiyordu. Savcı, kriptolu yazıları okudu, bunlardan kopya alamadı. Ancak içerikleri konusunda tutanak düzenlenebildi.

SAVCI, O ZAMAN “ÖRGÜT” DEDİ

Dışişleri Bakanlığı’nın kriptosunda Milli Görüş ve Fetullah Gülen okulları göklere çıkarılıyordu. Ama devletin belgeleri öyle demiyordu. Eminağaoğlu, bunu Dışişleri İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği 27 Mayıs 2003 tarihli yazısında şöyle belirtiyordu:

“Fetullah Gülen örgütlenmesinin, demokratik yollardan devlet kademelerinde kadrolaşarak, Atatürk ilke ve devrimlerini ortadan kaldırıp, şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı ve bunu takiben Dünya İslam Birliği’ni gerçekleştirmeyi hedeflediği Genelkurmay Harekat Başkanlığı’nın raporunda açıkça ifade ediliyor.

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 18.3.1999 tarih ve 1820 sayılı evrakında belirtildiği üzere Fetullah Gülen’in uzun vadede devletin anayasal düzenini değiştirerek şer’i esaslara dayalı bir devlet kurmayı hedeflediği ifade ediliyor. Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce; 2000/124 esas, 10.3.2003 tarih ve 2003/20 karar sayısı ile Terörle Mücadele Yasası’nın 7’nci maddesi kapsamında kabul edilen Fetullah Gülen’in eylemine ilişkin olarak, bahse konu kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine (Daha sonra yargılama yeniden yapıldı ve bu kez beraat ettirildi) karar verilmiştir.”

YA “VATAN HAİNİ” YA “DARBECİ”

Savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yaptığı bu soruşturmadan sonra başına getirilmedik kalmadı. Yargıtay’daki telefonları dinlendi. Ergenekon terör örgütü içine sokulmak istendi. Onu soruşturan müfettiş bu çabalarının sonucu Yargıtay üyesi oldu. Eminağaoğlu, hakkında açılan soruşturmalardan ve davalardan beraat etti. Yargıtay’daki görevinden alınıp önce İstanbul’a sonra Çankırı’ya hakim olarak verildi.

O günlerde “Hizmet hareketi” diyenler, yapının gerçek yüzünü geç de olsa öğrendi. Örnek gösterdikleri okulların “casus yetiştirdiğini” belirtip bulundukları ülkelerde kapatılmasını istediler. Yapıya “Terör örgütü” diyenlere ise “vatan haini”, “Ergenekoncu”, “Darbeci” diyorlardı. Neyse gözünüz açıldı, kumpası gördünüz.

sozcu-banner-1