Kasım ayında düzenlenen EndoBridge Kongresi, tüm dünyadan alanında uzman pek çok bilim insanını Antalya'da buluşturdu. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısına EndoBridge® Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, Amerikan Endokrin Derneği gelecek dönem başkanı Prof. Gary Hammer, Avrupa Endokrinoloji Derneği önceki Başkanı Prof. Dr. Aart J Van Der Lely ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı katıldı.

Hormon bozuklukları temelinde diyabet, obezite, kanser gibi sağlık sorunlarına değinilen basın toplantısında konuşmacı olarak bulunan Avrupa Endokrinoloji Derneği Önceki Dönem Başkanı Prof. Dr. Aart J Van Der Lely, sozcu.com.tr'ye özel bilgiler verdi:

Prof. Dr. Aart J Van Der Lely                                                                                                                                                  (FOTO:AA)


SAĞLIKLI GIDALAR DAHA PAHALI

Gıda konusunda şu an en büyük sorun şu; sağlıksız gıdalar, sağlıklı gıdalara göre daha ucuz. Bir karşılaştırma yapalım; piyasaya baktığımızda bir hamburger menüsü yediğinizde çok büyük bir meblağ ödemiyorsunuz, ancak içerisinde kaliteli gıdaların olduğu bir salata yemek isterseniz bunu çok daha yüksek bir fiyata alıyorsunuz. Bu da bize neyi gösteriyor? Toplumun ekonomik olarak gelir seviyesi iyi olmayan insanlar daha sağlıksız gıdalarla beslenmek zorunda kalıyorlar. Dünyada genel durumu inceleyecek olursak, Afrika ve Hindistan gibi dünyanın görece yoksul bölgeleri bu sorundan iki kat etkileniyor. Buradaki küçük çocuklar artık fast food ile besleniyorlar. Bu yüzden hem kötü beslenmiş oluyorlar hem de obezite artıyor. Obezite artık sadece batı dünyasının değil dünyanın tamamını etkileyen bir soruna dönüşüyor. Bu durum kanseri de tetikliyor.

SORUN KIRMIZI ET DEĞİL

Kırmızı et tüketimi en büyük sorun değil, genetiği değiştirilmiş etler sorun; yani işlenmiş olan salam, sucuk, tütsülenmiş etler sorun. Aslında kırmızı etin adı çıkmış durumda. Japonya'da Okinowa Adaları var ve orada 'mavi nokta' adı verilen bir kısım var. Burada yaşayan insanlar dünyada en uzun yaşayan insanlar. Yaşam beklentisinin en yüksek olduğu yer diyebiliriz. Aslında bakıldığında yaşam beklentisindeki artış temel olarak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktı ve bu savaştan sonra da kırmızı et tüketiminin arttığını görüyoruz. Çünkü içerisinde protein, demir ve vitaminler var. Et bizim ihtiyaç duyduğumuz besinleri sağlıyor. Siz vejetaryen olmak istiyorsanız, sadece sebze ile beslenmek istiyorsanız ve yine de bu besin ögelerini bir şekilde almak istiyorsanız çok bilinçli davranmanız gerekiyor ve bu kesinlikle düşük bir fiyata olabilecek bir şey değil. Yoksul bölgelere baktığımızda da insanlar tavuk ya da kırmızı et satın alamadığı için sebze ile beslenmek zorunda kalıyorlar ve bu kişilerde de yetersiz beslenme ortaya çıkıyor.

HAVA KİRLİLİĞİ VE PESTİSİT SORUNU

Hava kirliliği hormonlarımız üzerinde çok etkili. Çünkü artık nanopartikülleri her yerde görüyorsunuz ve bunlar da bizim endokrinolojimizi ve metabolizmamızı etkiliyor. Yine pestisit kullanımının önemli bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. ABD'de bir çalışma yapılmış; daha geleneksel yöntemlerin kullanıldığı ve daha küçük alanlarda tarım yapılan Chicago ile daha yoğun tarım yapılan Minesota'yı karşılaştırmışlar. Çalışmanın sonucunda görülmüş ki Chicago'daki çiftçilerde sperm sayısı daha yüksek.