Milyonlarca Müslüman heyecanla iftar saatini bekliyor. Oruç ibadeti İslam’ın beş şartından biridir. Ayrıca orucu açmadan evvel edilen duaların kabul edildiği rivayet ediliyor. Siz de haberimizden iftar dualarını ve yaşadığınız şehirdeki iftar saatini haberimizden öğrenebilirsiniz. İşte İftar saatleri ve İstanbul, Ankara, İzmir iftar vakti…

İL İL İFTAR SAATİ

Yukarıdaki linkten il il iftar ve sahur vakitlerini görebilirsiniz. İller listesinden yaşadığınız ili seçerek, kendi ilinizin iftar saatini kontrol edebilirsiniz.

İFTARA NE KADAR KALDI?

İSTANBUL İFTAR SAATİ

İstanbul’da iftar saat 19:40'de açılacak.

[imsakiye_template desc="İSTANBUL" arry="İSTANBUL"][/imsakiye_template]

ANKARA’DA İFTAR SAAT KAÇTA?

Ankara’da bugün iftar saat 19:24’de açılacak.

[imsakiye_template desc="ANKARA" arry="ANKARA"][/imsakiye_template]

İZMİR İFTAR VAKTİ

İzmir’de iftar vakti saat 19:46 olarak belirlendi.

[imsakiye_template desc="İZMİR" arry="İZMİR"][/imsakiye_template]

İFTARDA EDİLEBİLECEK DUALAR

“Allahım! Senin rızanı kazanmak için oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Sana inanıp güvendim. Ey lutuf ve ikramı geniş olan Rabbim! Beni bağışla.”

“Allahumme leke sumtu ve bike amentu ve aleyke tevekkeltu veala rizkuke eftertu”

(Allah'ım senin rızân için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim.Senin rızkınla orucumu açıyorum)

Hazreti Muhammed Ramazan ayında orucunu açarken hep bu duayı okurdu. Peygamberimizin okuduğu iftar duası şöyle;

“Allahümme leke sumtü ve alâ rızkıke eftartü.”

Manası: Ey Allah’ım, Senin rızan için oruç tuttum ve Senin rızkınla orucumu açıyorum.

Peygamberimiz orucunu açtıktan sonra ise şöyle derdi;

“Susuzluk gitti, damarlar ıslandı, inşaallah Teâlâ sevap kesinleşti.”

İslam âlimlerinden Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu ise iftar vakti şöyle dua ederdi:

“Allah’ım, bütün kâinatı kaplayan rahmetinin hakkı için beni affet, günahlarımı bağışla.”

ORUCUN ÇEŞİTLERİ

Hanefîler'e göre diğer ibadetler gibi oruç da farz, vâcip ve nâfile çeşitlerine ayrılır. Bu üçlü ayırım Hanefîler'in, dinen yapılması gerekli olan şeyleri farz ve vâcip şeklinde iki kademeli bir ayırıma tâbi tutmuş olması sebebiyledir. Diğer mezheplerde “vâcib” terimi ise her iki kategoriyi de içine alır. Nâfile ise farz ve vâcip dışında kalan dinî ödevlerin genel adıdır.

A) FARZ ORUÇ

Farz olan oruç denince, ramazan orucu kastedilir ve zaten tayin edilmiş, önceden belirlenmiş (muayyen) olan oruç da budur. Mazeretli veya mazeretsiz olarak tutulamadığı zaman, başka bir zaman kazâ edilmesi de aynı şekilde farzdır. Bunun dışında bir de kefâret olmak üzere tutulan oruç vardır. Ramazan orucunun bozulması sebebiyle tutulması gereken kefâret orucu yanında ayrıca, zıhâr, yanlışlıkla ve kaza ile adam öldürme, hacda ihramlı iken vaktinden önce tıraş olma (halk) ve yemin için tutulacak olan kefâret oruçları da farz oruç kapsamında değerlendirilmiştir.

Kefâret orucu, yapılan bir hatanın cezası veya telâfisi anlamını taşıdığından kişi için baştan belirlenmiş bir yükümlülük olmayıp, buna sebebiyet vermesi halinde gündeme gelebilen ârızî bir yükümlülük niteliğindedir. Bu bakımdan ramazan orucu “muayyen farz”, diğerleri ise “gayr-i muayyen farz” olarak nitelendirilir. Ramazan orucu sadece belirli bir vakitte, yani ramazan ayında tutulabilirken, diğerleri oruç tutmanın mubah olduğu her zaman tutulabilir. Ramazan orucunun kazası da istenilen mubah günlerde tutabilir. Fakat İmam Şâfiî'nin kazâya kalan orucun aynı yıl içerisinde kazâ edilmesi gerektiğine ilişkin görüşü de dikkate alınarak, herhangi bir sebeple kazâya kalan orucu mümkün olan en kısa zamanda tutmaya çalışmak uygun olur.

B) VÂCİP ORUÇ

Nezir (adak), kişinin dinen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için bir yükümlülük haline getirmesidir. Kişi, oruç tutmayı adamışsa, bu adak orucunu tutması vâciptir. Adak adanırken, orucun tutulacağı gün belirlenmişse, meselâ falan ayın falan günü gibi, bu muayyen bir vâcip olur ve orucun belirlenen günde tutulması gerekir. Nezredilen itikâf orucu da belirli günde tutulacağı için muayyen vâcip sayılır.

Orucun tutulacağı gün belirlenmemişse gayr-i muayyen vâcip olur ve dilediği mubah bir günde tutabilir. Başlanmış nâfile bir orucun bozulması durumunda bunun kazâ edilmesi Hanefîler'e göre vâciptir. Mâlikîler ise kazânın farz olduğunu söylemişlerdir. Şâfiî'ye ve Mâlik'ten başka bir rivayete göre ise, nâfile orucun kazâsı gerekmez.

C) NÂFİLE ORUÇ

Farz ve vâcip olan oruçların dışında tutulan oruçlar nâfile oruç olarak isimlendirilir. Daha önce namaz çeşitlerini ele alırken belirttiğimiz gibi, nâfile, gereksiz anlamına değil, farz ve vâcip olanın dışında, kısaca gerekenin dışında yapılan anlamına gelir. Daha fazla sevap kazanmak maksadıyla yapıldığı için tabir câizse nâfile ibadet, bir bakıma fazla mesai yapmaktır. Nâfile oruçların sünnet, müstehap, mendup veya tatavvu olarak adlandırıldıkları da olur. Nâfile oruç, mubah olan tüm günlerde tutulabilir. Ancak bazı günlerde oruç tutmak daha faziletli görülerek bugünlerde oruç tutmak sünnet veya mendup kabul edilmiştir. Peygamberimiz’in sıklıkla oruç tuttuğu veya oruç tutulmasını tavsiye ettiği günler, kısaca oruç tutmanın mendup kabul edildiği belli başlı günleri görelim.