Sevgili okurlarım, dünkü yazımda ilgili kişilerle birlikte ilgili makamları uyarmış ve aynen şöyle demiştim:
“Recep Tayyip ekibi bir süredir yeni bir uygulama başlattı! Her ulusal bayramda kafileler halinde Anıtkabir’e gidiyorlar ve avluda onun lehine siyasi sloganlar atıyorlar.
Bu uygulamaya Anıtkabir Komutalığı ne yazık ki engel olmuyor.
Şimdi bugün için (Cumhuriyet Bayramı törenleri için) uyarıyorum.
Anıtkabir Komutanlığı olmazsa Genelkurmay Başkanlığı, o da olmazsa “Saray” bu çirkinliğe bugün itibariyle derhal el koymalıdır.
Anıtkabir kimsenin miting ve gösteri yapma, Recep Tayyip sloganları atma alanı değildir.”
★★★
29 Ekim Türkiye’nin bir numaralı ve en üst düzeyde törenlerin yapıldığı ulusal bayram günüdür.
Memleketin en üst düzey törenleri o gün Anıtkabir’de yapılır.
Dün de öyle oldu.
Protokol gereği olarak katılımcılar arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri Özgür Özel, diğer partilerin genel başkan ve yardımcıları, kabine üyesi bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları Anıtkabir’de yerlerini tam kadro almıştı.
Recep Tayyip, her Cumhuriyet Bayramında olduğu gibi Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak ve saygı duruşunda bulunacaktı!
★★★
Televizyonda izliyoruz, devlet töreni başladı...
Ne olduysa işte o zaman oldu. Anıtkabir avlusuna doldurulan birtakım tipler slogan atmaya başladılar.
-Reis sen çok yaşa...
-Her yer Tayyip her yer Erdoğan...
-En büyük Erdoğan başka büyük yok...
Dün binlerce vatandaş Anıtkabir’e gelmişti. Ancak resmi tören var gerekçesiyle hiçbiri içeri alınmadı. Geri çevrildiler!
Görevlilere bu konuda emir verildiği belliydi.
Peki ama Erdoğan sloganı attırılan çapulcu takımı her bayramda olduğu gibi dün de içeriye nasıl sızmıştı!
Askerler buna nasıl göz yummuştu!
★★★
Elimde Anıtkabir Yönetmeliği var. Yönetmeliğin 2524 sayılı Anıtkabir Kanunu uyarınca yayınlanan ‘Törenler’ başlıklı 35. maddesi aynen şöyle:
“Anıtkabir’e ancak Atatürk’e saygı için çelenk konulabilir, tören düzenlenebilir. Başka amaçlarla tören, yürüyüş ve gösteri düzenlenemez. Çelenk konulamaz. Anıtkabir’in manevi varlığına yakışmayan her türlü tavır, hareket, söz, yazı ve davranışlara izin verilmez.”
Ortada bir yasa var, yönetmelik var. Anıtkabir’de siyasi gösteriler sözüm ona yasaklanmış ama kim takar!
★★★
Bu ciddiyetsizlik ve siyasi hırs bu kadarla da bitmiyor. Şimdi size ikinci bir somut örnek vereyim.
Söz konusu Anıtkabir rezaletleri bundan önce de tepki yaratmış, TBMM’de bu konuya ilişkin soru önergeleri verilmişti.
Biri 19 Nisan 2024, diğeri 6 Kasım 2024 tarihli iki ayrı soru önergesi verilmişti. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yanıtlanması istenen bu iki önergede aynı konu dile getirilmiş ve Bakan Bey’e hemen hemen aynı sorular sorulmuştu.
İlkini veren CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, ikincisini veren ise CHP İstanbul milletvekili Namık Tan. Her iki önergede de yaklaşık aynı konular var. Kendisine bu çirkinliğin ve sorumsuzluğun nedenleri soruluyor.
Şimdi Tayyipgiller iktidarının Milli Savunma Bakanı olan bu Yaşar Güler geçmişte Genelkurmay Başkanı idi.
Her iki önergede de kendisine sorulan ayrıntılı sorulara şu yanıtı vermişti:
“Anıtkabir’de icra edilen törenler Anıtkabir Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Arz ederim.”
Orada, Anıtkabir’de her ulusal bayramda sergilenen rezalet konusunda beyefendinin verebildiği bir cümlelik yanıt işte bu kadar çünkü söyleyecek sözü yok!
Sen emekli Orgeneral, Genelkurmay eski Başkanı ve şimdi Milli Savunma Bakanısın.
Söyleyeceğin bu mu olmalıydı Yaşar Bey?
★★★
2024 yılında Anıtkabir’de başka bir olay yaşandı. Ekrem İmamoğlu Anıtkabir ziyareti sonrasında Aslanlı Yol’da kendisine soru soran gazetecilerle konuşurken yanına Anıtkabir Komutanlığına bağlı askerler geldi. Orada siyasi demeç vermenin yasak olduğu gerekçesiyle uyarıda bulundular. Bu durumda İmamoğlu sözlerini yarıda kesip oradan ayrılmıştı.
Sevgili okurlarım, şu Anıtkabir rezaletini aklımızın bir köşesine lütfen yazalım ve unutmayalım.
Çöküşe giren bir iktidar Anıtkabir’e slogan atsınlar diye doldurulan tiplerden bile medet umma aşamasına geldiyse vah o iktidarın haline.
Günümüz Türkiye’sinin nasıl sorumsuzca ve ciddiyetsizlikle yönetildiğinin somut örneğidir.