Yulaftan yapılıyor, az tereyağı, çok şeker konuyor, çikolata parçacıklarının yanısıra renkli bonibonlar katılıyor, mısır şurubu ve fıstık ezmesi ilave ediliyor. Seçimi kaybediyor.

*

Beyaz un’dan yapılıyor, yüklü miktarda tereyağı ve margarin konuyor, un kadar esmer şeker ilave ediliyor, naneli çikolata parçacıklarıyla, kıyılmış ceviz katılıyor. Seçimi kazanıyor.

*

Çünkü...

*

Amerikan kadın dergisi Family Circle, her başkanlık seçimi öncesinde, first lady adaylarına “kurabiye“ yaptırıyor, tarifleri internet sitesinde yayınlayıp, oylamaya sunuyor, hiç şaşmıyor, hangi first lady’nin tarifi daha lezzetli bulunduysa, Beyaz Saray’a o gidiyor.

*

1992’de mesela, Hillary Clinton’ın yulaflı çikolatalı kurabiyesi, Barbara Bush’un klasik sütlü çikolatalı kurabiyesini yenmişti.
1996’da ise, gene Hillary Clinton, bu sefer Elizabeth Dole’un fındıklı kurabiyesiyle karşı karşıya geldi. Şekerini biraz azaltarak, gene yulaflı çikolatalıyla, gene açık farkla kazanmayı başardı.
2000 senesinde, Laura Bush’la Tipper Gore kapıştı. Kayınvalidesi Barbara Bush’un klasik sütlü çikolata hezimetini unutmayan Laura Bush, tarifi komple değiştirdi, tarçınlı-hindistancevizli kovboy kurabiyesi yaptı. Tipper Gore, zencefilli’yle karşılık verdi, ancak, özellikle çocuklar beğenmediği için, yenilgiden kurtulamadı.
2004’e gelindiğinde, Laura Bush’un rakibi Teresa Kerry’di. Laura Bush, kayınvalidesi Barbara’ya nispet yaparcasına, Hillary Clinton’ın yulaflı çikolatalı tarifinin benzerini pişirdi, ne farkı vardı derseniz, küçük parçacıklar yerine, iri iri çikolatalar koymuştu. Teresa Kerry ise, kuş kondurmaya çalıştı, karanfilli, tarçınlı, kuru üzümlü, cevizli, fıstıklı kurabiye icat etti. Özgündü ama, maalesef lezzetten kaybetti.
2012’de... Girişte anlattığım iki tarif kapıştı. Michelle Obama kolesterol bombasıyla, Ann Romney glikoz patlamasıyla yarıştı. Obama’nın kurabiyesi, seçimin sonucu gibi, kılpayı önde bitirdi.

*

2008’de...
Kurabiye kriteri ilk ve son kez yanıldı.
Daha doğrusu, yanıldı zannedildi.

*

Michelle Obama açılım yapıp, limonlu, portakallı, acıbadem likörlü kurabiye pişirmişti. Cindy McCain ise, yulaflı, karamelize esmer şekerli’yle ahaliye parmaklarını yedirmiş, adeta ezip geçmişti.
Gel gör ki... Cindy McCain’in bu tarifi, ünlü bir çikolatalı tatlı üreticisinden arakladığı ortaya çıktı! “Taklit etmedim, iftira atıyorlar, belki birazcık esinlenmiş olabilirim” falan dedi ama, kimse yemedi.

*

Üstelik... Gazeteler kurcalayınca, daha önce de meşhur bir Brezilya tatlısını zimmetine geçirip, “anneannemin tarifi” diye, eşe-dosta kakaladığı anlaşıldı. Rezalet ayyuka çıkınca, kamuoyundan resmen özür diledi ama, çoktan iş işten geçmişti.

*

O güne kadar alt tarafı küçük bir halkla ilişkiler faaliyeti zannedilen kurabiye kriteri’nin, memleket yönetiminde nasıl devasa bir faktör olduğu idrak edildi. Lezzet denilen kavram, anca “dürüstlük” ve “samimiyet”le mümkün olabilirdi. Kurabiyeyi bile yalanla-dolanla yapan, memlekete neler yapmazdı!

*

Demem o ki...
Kamuoyu araştırma anketi yapılabilmesi için, öncelikle, “hırsızlığın küçüğü büyüğü olmaz” diyerek “kurabiye tarifindeki aşırmaya” bile tepki gösteren bir millet olması lazım.

*

Biri “milletin orasına koyucam” derken, öbürü “paraları sıfırladın mı” diye sorarken, vatandaşımız hala “soyuyorsa beni soyuyor, sana ne” cevabını veriyorsa... Siz daha neyin anketini merak ediyorsunuz?